En Sıcak Konular

Türk kardiyoloji derneğinin cevaplamadığı soru

8 Aralık 2011 09:40 tsi
Türk kardiyoloji derneğinin cevaplamadığı soru Yiğit Bulut, geçen akşam, Haber Türk kanalında yönettiği kolesterol tartışmasında, Türk Kardiyoloji Derneği yöneticilerine bir defa değil iki defa sordu. İlaç şirketlerinden para alıyor musunuz?

Metin Münir / Milliyet

Yiğit Bulut, geçen akşam, Haber Türk kanalında yönettiği kolesterol tartışmasında, Türk Kardiyoloji Derneği yöneticilerine bir defa değil iki defa sordu.

İlaç şirketlerinden para alıyor musunuz?
Cevap almadı. Derneği temsil eden iki saygın profesör lafı başka konulara çekti. Kendilerinin veya derneğin ilaç şirketlerinden çıkarı olup olmadığı konusunda bir şey söylememeyi yeğledi.
Oysa, bu, programda sorulan en önemli soru idi. Çünkü kolesterol konusunda ilaç şirketi propagandası ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayırabilmek için bu sorunun cevabını bilmek şart.

Eğer Türk Kardiyoloji Derneği ve yöneticileri konferans, bilimsel araştırma, bedava yurtdışı kongre gezisi veya bu ad altında ilaç şirketlerinden çıkar elde ediyorlarsa tespitlerine ve tavsiyelerine fazla itibar edilemez. Çünkü bunları ilaç şirketlerinin ürün satmak için kullandıkları verilere dayandırıyorlardır. Dolayısıyla, yaptıkları reklamdır. Bilimsel tespit değil.

Amerika Birleşik Devletleri’nde doktorlar yasal olarak ilaç şirketlerinden aldıkları paraları açıklamak zorundadırlar. Herhangi bir ilacın etkilerini ölçmek için yapılan araştırmalar eğer ilaç şirketleri tarafından finanse ediliyorsa, bunların da açıklanmaları gerekir.

Bunlardan amaçlanan doktorların ve yaptıkları araştırmaların yansız olup olmadığını kamuoyunun ve bilim camiasının bilmesidir.

Neden bu kararlar alındı? Çünkü Amerika’da doktorların büyük bir çoğunluğu, menfaat karşılığında ilaç şirketlerinin bayileri gibi davranmaya başladı. İlaçların kullanım alanlarını genişletmelerine yardımcı oldu. İlaç şirketlerinin kârlarını hastalarının sağlığından daha önemli görür oldu.

Türk Kardiyoloji derneği, eğer inanılır olmak istiyorsa, açık olmalı, ilaç endüstrisi ile varsa, parasal ilişkilerini açıklamalıdır.

Yapması gereken bir şey daha var: Bulut’un programında ve sitelerinde kullandıkları istatistikleri ve bilgileri dayandırdıkları araştırmaları yayınlamak. Bunları nerden çıkarttılar: İlaç şirketlerinin literatüründen mi, ilaç şirketleri tarafından finanse edilen araştırmalardan mı, bağımsız araştırmalardan mı?

Örneğin şu çarpıcı (ve muhtemelen doğru olmayan) iddialar hangi bilimsel araştırmalara dayanmaktadır:
* Kolesterol yüksekliği koroner kalp hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür ve kalp damar hastalıklarının %50’sinden sorumludur.

* Kolesterol ilaçları (ile) ölüm, kalp krizi ve inme riski %25-45 oranında azalmaktadır.
Türk Kardiyoloji Derneği’nin Bulut’un programında ileri sürdüğü bir başka iddia Türk kardiyologlarının yüzde doksan dokuzundan fazlasının kolesterol ilaçlarının yararlı olduğuna inandığıdır.
Eğer çoğunluğun her inandığı doğru olsaydı insanlık bugün hâlâ dünyanın yuvarlak değil, düz olduğuna inanır olacaktı.

Ama bundan başka bir şey daha var: Madem ki bu kadar ezici bir çoğunluk kolesterol ilaçlarının yararlı olduğuna inanıyor neden Türk Kardiyoloji Derneği bu görüşün aksini savunanlara bu kadar kızıyor? Suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor?


Kolesterol ilaçlarını savunmak onu imal edenlerin işi değil mi? Türk Kardiyoloji Derneği neden bu görevi sahiplenme ihtiyacını duyuyor? Dünyanın birçok yerinde saygın bilim adamları ve doktorlar kolesterol ilaçlarının küçük bir azınlık dışında yararlı olmadığını savunuyor. Neden onları mahkemeye veren yok?

***

Lancet: Alınan kolesterol ilaçlarının dörtte üçü boşuna

Türk Kardiyoloji Derneği halkın kolesterol konusunu siyah beyaz olarak görmesini istiyor.
Sunmak istediği görüntü, derneğin internet sitesinde aldığım şekli ile şudur:
“Kolesterol yüksekliği koroner kalp hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür ve kalp damar hastalıklarının %50’sinden sorumludur.”
“Kolesterol ilaçları (ile) ölüm, kalp krizi ve inme riski %25-45 oranında azalmaktadır.”
Tıpta bir iddianın doğru kabul edilebilmesi için bilimsel araştırma ile desteklenmesi gerekir. Türk Kardiyoloji Derneği’nin yukarıdaki iddiaları bilimsel sayılamayacak kadar genel ve yüzeyseldir.
Onları kanıtlayacak güvenilir ve yansız (yani ilaç şirketleri tarafından finanse edilmemiş) araştırma bulmakta çok zorlanır.
Bunun kanıtı da Lancet’in kolesterol konusundaki araştırmaları karşılaştıran incelemesidir. (www.thelancet.com Vol 369 January 20, 2007) Lancet dünyanın en eski ve en saygın bilimsel tıp dergisidir.

Kalp ve damar hastaları
Bu inceleme şu gerçekleri ortaya çıkardı:
Kalp ve damar hastaları statin yani kolesterol düşürücü ilaç alanların küçük bir bölümünü teşkil etmektedir.
Kolesterol düşürücü ilaç alanların dörtte üçü kalp hastası olmayan, olma ihtimali yüksek sayılan, önleyici tedbir olarak kolesterol düşürücü ilaç verilen, çoğu genç kişilerdir.
Bunlarda kolesterol ilaçlarının kalp hastalıklarını veya bu hastalıklardan ölümü önlediğine dair güvenilir bulgu yoktur.
Kadınlara ve 69 yaş üstü kişilere koruma amaçlı olarak kolesterol düşürücü ilaç kullandırılmamalıdır. Çünkü bulgular statin kullanımının kadınlarda ve 65 yaş üstü kişilerde kalp hastalıklarına mani olmadığına işaret ediyor.
Lancet, benzer bir durumun 30-69 yaş grubu erkekler için de geçerli olduğunu yazıyor: “Otuz-altmış dokuz yaş grubu bilmelidir ki elli hasta beş yıl tedavi edilirse (kolesterol ilacı alırsa) içinden (sadece) bir kişinin kalp krizine uğramaması engellenir.”
Bu şu demektir: Geriye kalan kişiler ilaç değil ilacın çok ağır olabilecek yan etkilerini satın alıyorlar. Bu etkiler arasında ereksiyon sorunları, karaciğer ve böbreklerde ciddi bozulmalar var.

Gereksiz ilaç kullanımı
Özetlemek gerekirse, ileride kalp ve damar hastalığına tutulmayı önler diye kolesterol ilacı kullananlar, ki bunlar toplamın dörtte üçünü teşkil ediyor, bu ilaçları boşuna kullanıyor. Gereksiz yere yan etkilerin doğurduğu hastalıklara maruz kalıyorlar. İlaç maliyetinin büyük bir bölümünü ödeyen devlet de boş yere ilaç şirketlerine büyük paralar ödüyor.
Ülkemizde geçen yıl 300 milyon dolar ödenerek 14,5 milyon kutu kolesterol- trigliserid düzenleyici satıldı.
Lancet’in incelemesi Türk Kardiyoloji Derneği’nin reklam ile bilimsel gerçekleri, tıp ile ticareti adına yakışmayan bir biçimde birbirine karıştırma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Kolesterol ilaçlarına, sahip oldukları kesin olmayan tedavi edici özellikler atfetmek tedaviye girmez. Reklama girer.
Türkiye’de sağlık sektörü değneksiz gezilen köpeksiz bir köydür. Bunun baş sorumlularından biri, sağlık konusunda standart getirmek ve uygulamaktan aciz Sağlık Bakanlığı’dır.

***

Kardiyoloji Derneği’nin yanıltıcı istatistikleri 

Türk Kardiyoloji Derneği istatistiklerle oynayarak halkı kolesterol ilaçlarının etkinliği konusunda yanıltmaktadır.bir örnek. Derneğin yolladığı,  Başkan Prof. Dr. Oktay Ergene, Genel Sekreter Prof. Dr. Mehmet Aksoy imzalı mektuptan* aldım: krizi geçirenlerde (kolesterol düşürücü) statin ilaçları ölüm ve tekrar krizi 5 yıl içinde yüzde 8-9 önlemektedir.”
Bu, aslında şu demektir: Kalp krizi geçirip de kolesterol düşürücü ilaç alanların yüze 92-93’ünde bu ilaçlar ölümü veya krizin tekrarını önlememektedir. Her yedi-sekiz kişinin ölmemesi veya tekrar kriz geçirmemesi için 92-93 kişinin beş yıl boyunca statin kullanması beyhude, bu ilaçların ağır yan etkilerine katlanmaları gerekir.
Bu ayrıca şu anlama gelmektedir: Kolesterol düşürücü ilaçlar kolesterolü düşürebilir. Ama bu düşük kolesterol, ilaç alanların yüzde doksandan fazlasında kalp krizinin tekrarlanmasını önlemez. Demek ki kolesterolün düşük veya yüksek olması tek başına kalp krizi belirleyicisi veya habercisi değildir.
Bir de şu var: Adı geçen yüzde 8-9 kişinin hayatta kalması kolesterol ilaçlarına bağlı olmayabilir de. Bu kişiler kalp krizinden sonra hayat tarzlarını değiştirerek, örneğin sigarayı keserek, daha sağlıklı beslenerek, spor yaparak aynı sonuca ulaşmış olabilirler.bir yanıltıcı bilgi derneğin geçen hafta verdiği basın toplantısında ortaya atıldı. Dernek Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene ABD’nin Framingham kasabasında yürütülmekte olan ünlü bir araştırmaya atıfta bulunarak şu iddiada bulundu (www.tkd.org.tr)’deki video):
Kolesterol seviyeniz 150-200  ise yaşam boyunca koroner kalp hastalığına yakalanma riskiniz yüzde 20. Eğer  225  ise risk yüzde 40’a, 300’ün üzerinde ise yüzde 90’a çıkıyor.
Ergene’ye göre, “300 üzerinde bir  kolesterol değeriniz söz konusu ise koroner kalp hastalığından kaçınmak hemen hemen imkânsız.”
Dün Farmingham’ı aradım, oradaki yetkililerle konuştum ve Ergene’nin bu tespitinin gerçekle ilgisi olmadığını öğrendim.
Bana şu bilgiyi verdiler: kadar kolesterol varsa bu kadar risk var denemez. Çünkü kalp ve damar hastalığı riski kişiden kişiye değişir. Riski tayin etmek için kolesterol dışında başka ortak faktörleri de dikkate almak gerekir. Total kolesterol düzeyi aynı ama yaşı, cinsiyeti, kan basıncı değişik olan kişilerin riski değişiktir.bilenler http://www.framinghamheartstudy.org/ sitesinde “Risk Score Profiles” a girip değişik kategorilerde risk ölçümlerini yapabilir.
Aslında iddianın gayri ciddiliğini anlamak için Framingham’ı aramam gerekmiyordu. Kardiyoloji Derneği, kendi sitesinde 200’den düşük kolesterolü “normal” sayıyor.
Eğer 150-200 kolesterol seviyesinde “koroner kalp hastalığına yakalanma riski” yüzde 20 ise, 200 nasıl “normal” olabilir?
Türk Kardiyoloji Derneği kolesterol ilaçlarını “hayat kurtarıcı” olarak sunarak ilaç şirketlerinin ekmeğine yağ sürüyor ama prestijini yerle bir ediyor.

Sayın Münir,

7 Aralık 2011 tarihinde Türk Kardiyoloji Derneği’nin cevaplamadığı sorular başlıklı yazınızda sorduğunuz sorulara ilişkin cevaplarımız aşağıdadır, cevabımızı da köşenizde yayınlamanızı rica eder, saygılar sunarız.

1.  Modern tıpta hekimlik tıbbi kılavuzlara göre yapılmaktadır. Bu kılavuzlar bizim yasalarımız gibidir. Nasıl ki bir hakim yasaya dayanarak olaya özgü bir karar verirse biz de kılavuza dayanarak hastaya özgü karar veririz. Kılavuzun aksine “ben böyle inanıyorum” diye hareket etmek bir malpraktistir, batı toplumlarında büyük cezalar gerektirir.
(Kılavuzlar o konuda bugüne kadar yayınlanmış bilimsel olarak güvenirliliği kabul edilen tüm çalışmaların uluslararası uzmanlar tarafından oluşturulan ortak yorumudur. Yeni bilimsel veriler çıktıkça kılavuzlar da güncellenmektedir)

1.  Kolesterolün kalp damar hastalığı yaptığı ve kolesterol ilaçlarının kalp damar hastalığından ölümleri azalttığı ilk kılavuzun yayınlandığı 1988 yılından beri bilinen bir gerçektir. O zamandan beri yapılmış olan binlerce çalışma bu gerçeği değiştirmemiş, daha da pekiştirmiştir.
2.  Bununla birlikte, bu gerçeğe inanmayanlar olabilir (bugün hala sigaranın akciğer kanseri yaptığına inanmayanlar da vardır). Böyle bir inancınız varsa bunu destekleyen bir bilimsel araştırma yaparsınız, yayınlarsınız, kılavuzun değişmesini sağlarsınız. Bilimsel kanıtlara dayanmadan inancınızı medya aracılığıyla tüm toplumla paylaşırsanız, insanların kılavuzlara göre aldığı tedavilerini bırakmalarına yol açarsanız, insanların sağlığını tehlikeye atarsınız; bu bir suçtur. Kalp krizi geçirenlerde statin ilaçları ölüm ve tekrar krizi 5 yıl içinde %8-9 önlemektedir. Ülkemizde yılda 60 bin civarında kalp krizi geçiren kişilerde bu ilaçların kullanılmasına mani olmak yılda 5000 kişinin hayatını tehlikeye atmaktadır. Bu bir toplumsal suçtur. Türk Kardiyoloji Derneği bu suçun duyurusunu yapmaktadır.
3.  Türk Kardiyoloji Derneği’nin sunduğu verilerin hepsinin bilimsel kaynağı mevcuttur (kolesterolün kalp damar hastalığının yaklaşık %50’sinden sorumlu olması- INTERHEART çalışması; statin ilaçlarının ölüm, kalp krizi ve inme riskini %25-45 azaltması 4S, LIPID, CARE, HPS, WOSCOPS, AF/Tex, JUPITER çalışmaları). Bununla birlikte, kolesterolün zararlı olmadığı, kolesterol ilaçlarının faydalı olmadığı, hatta zararlı olduğu inanışını sunanların verilerinin %90’ı yalan ve yanlıştır. Zaten suç duyurumuzun ana delillerini bu verilerin yalan ve yanlış olması oluşturacaktır.
4.  Türk Kardiyoloji Derneği halk sağlığını tehdit eden ciddi bir durum gördüğü için konuya müdahil olmuştur. Bu konuyla alakalı olarak en küçük bir çıkar ilişkisi yoktur. Türk Kardiyoloji Derneği’nin endüstriyle ilişkisi tamamen ulusal ve uluslararası yasalar ve etik kurallar içerisindedir. Dernekler kanunu çerçevesinde denetlenmekte ve her türlü denetime de her zaman açıktır.
5.  Kolesterol ilacı yazarken tüm hekimler kılavuzlara göre hareket ederler. Bir hekimin çıkar ilişkisiyle ilaç yazdığını söylemek büyük bir itham, bir hakarettir. Her meslekte olduğu gibi aramızdan çıkabilecek çürük elmaların bile böyle bir ilişki içinde bulunması imkansızdır. Çünkü bu ilaçlar raporla verilen ilaçlardır, rapora sadece etken madde yazılır, reçeteyi genelde aile hekimi yazar, herhangi bir firmanın ilacını yazabilir, yine eczane de yazılan dışında herhangi bir firmanın ilacını verebilir. Yani bir hekimin bir ilaca yönlendirme ihtimali çok düşüktür.

Başkan
Prof. Dr. Oktay Ergene       

Genel Sekreter
Prof. Dr. Mehmet Aksoy

****



Bu haber 2,003 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,171 µs