En Sıcak Konular

Peygamberimizden üç altın nasihat

22 Kasım 2011 09:06 tsi
Peygamberimizden üç altın nasihat Bir gün Peygamberimizin yanına bir sahabi gelir ve kendisinden nasihat talebinde bulunur.

Bunun üzerine Efendimiz bakınız o sahabinin şahsında hepimize yaptığımız takdirde bize hem bu, hem de öte dünya saadeti getirecek hangi altın tavsiyelerde bulunuyor?

Peygamberimizin nasihatlerine kulak verelim

Bir gün sahabilerden birisi Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanına gelerek, "Ya Rasûlallah! Bana bir şeyler öğret ama kısa olsun" deyip Peygamberimizden nasihat talebinde bulunur. Bunun üzerine Efendimiz yapıldığı takdirde hem bu, hem de öte dünyamızı kurtaracak şu üç veciz tavsiyede bulunur:

1. Namaza durduğunda o namazını veda namazı gibi kıl.

2. Sonrasında pişman olup, özür dileyeceğin bir sözü söyleme.

3. İnsanların elindekinden de ümidini kes." (İbn Mace, Zühd, 15)

Hadiste üç nokta üzerinde duruluyor. Birincisi Efendimiz bizlerden namazlarımızı sanki son namazımız gibi kılmamızı istiyor. Esasen bunu "namaza durduğun zaman dünyaya veda et" şeklinde anlamak da mümkündür. İkincisi sonucunda özür dilenmesini gerektirecek bir söz konuşulmamalı. Üçüncüsü ise insanların elindeki dünyalık şeylere bel bağlanmamalı.

Şimdi kısaca bu maddeleri biraz daha açalım:

Hadiste namazımızın veda namazı şeklinde olması isteniyor. Biraz sonra hayata veda edecek olan bir insanın namazı nasıl olur? Nasıl olmalı? İşte nasıl olması gerekiyorsa insan namazlarını öyle kılmalı. Zira biraz sonra hakkın huzuruna gidecek, dünyadan götürebileceği son hayırlı amel olacak bu namaz.
Bu sebeple kişi abdest alması, namazdaki rükünlerin hakkını vermesi, dikkati ve akan gözyaşlarıyla dört dörtlük bir namaz kılmaya çalışacaktır. İşte Efendimiz bütün ibadetlerimizin bu şuur ve dikkatle yapılmasını tavsiye etmektedir. Hayatın her anı bu şekilde sağlam ibadetlerle süslenmeli, zira bilemediğimiz bir andaki herhangi bir amel ve ibadet bizim son kulluğumuz olabilir.

DİLİNE SAHİP OL!

İkinci olarak pek çok ayet ve hadis-i şerifte, çok şeyin kendisine bağlı olduğu ifade edilen dil, burada da ikinci özlü tavsiye olarak dile getiriliyor. İnsanı baş aşağı cehenneme götüren de dil, yükseltip cennetlere uçuran da. Ama insan önünü arkasını düşünmeden, bazen kızgın anında, bazen de istemediği halde ağzını tutamamakta ve kendisini tehlikeye atabilmektedir.

Üçüncü maddede ise istiğna mevzuu işleniyor. Gönül tokluğu demek olan istiğna, etrafındaki insanlarda gördüğü şeylere gönül bağlamadan, her şeyin zimamının kendi elinde bulunan Zât'ın dergâhına yönelmeyi anlatır. İstiğna her Hak yolcusunun en önemli vasıflarından birisidir.

Sahabiler, Peygamber Efendimizin (s.a.s) tavsiyesi üzerine, atın üzerindeyken yere düşürdükleri bir kamçıyı bile birisinden istemeyecek kadar istiğna sahibiydiler.

İŞTE HUZURUN ANAHTARI!

Yazımızı şu ibretli hikâye ile noktalayalım:

Bir gün zatın biri Allah dostlarından Muhammed bin Vâsi Hazretlerine gelir ve nasihat talebinde bulunur. Bunun üzerine hazret, şunları söyler:

Dünya ve ahirette melik olmaya bak. Adam,
Bu nasıl olur, diye sorunca İbn Vâsi şu cevabı verir:
Dünyaya karşı zühd içinde olur, hiç kimseden bir şey ummazsan dünya padişahı olursun. Bütün halkı Hakk'a muhtaç görür, fakr ve ihtiyacını sadece Allah'a arz edersen, o zaman da ahiret padişahı olursun.

BU YAZI BİZE NE ANLATIYOR?

1. Namaza durduğunda, namazını veda namazı gibi kıl.

2. Sonrasında pişman olup, özür dileyeceğin bir sözü söyleme.

3. İnsanların elindekinden de ümidini kes.

BİR SORU-BİR CEVAP

Kız çocukların kulaklarının deldirilmesinde bir mahzur var mı?

Soru: Küçük bir kızım var. Annesi kulaklarını deldirmek istiyor. Aklımda kaldığına göre kulak deldirme işinin dini açıdan mahzurlu olduğunu hatırlıyorum. Bu işlem bana fıtrata ters gibi geliyor. Ne dersiniz? İsmail Kaya
Sevgili okur! Sizin de belirttiğiniz gibi aslında kulağın delinmesi fıtrata ters gibi görünüyor. Çünkü bu işlem ilk bakışta Allah'ın yarattığı tabiîliği bozma gibi algılanabilir. Ancak vücudumuzda yapacağımız her değişiklik fıtrata müdahale değildir. Bunun ölçüsünü din belirler.

Mesela, kasık bölgesindeki ve koltuk altındaki kılları kesmek, sünnet olmak, tırnakları kesmek vb. gibi şeyler de fıtrata müdahale gibi görünse de, bunları yapmak değil terk etmek fıtrata müdahaledir. Çünkü bunların fıtrattan olduğunu bizzat Allah Resûlü (s.a.s) haber vermiştir. (Bkz: Müslim, Taharet 57)
Hanımların küpe takmak için kulaklarını deldirmeleri tavsiye edilmese de yasak da kılınmamıştır. Hadislere baktığımızda asr-ı saadette bu uygulamanın mevcut olduğunu ve Efendimizin (s.a.s) bunu yasaklamadığını biliyoruz. Mesela Buhari ve Müslim'de geçen bir rivayete göre Resûlullah (s.a.s) kadınları sadaka vermeye çağırmış, onlar da kulaklarındaki küpelere varıncaya kadar vermişlerdir. (Buhari, Iydeyn 7)

PEYGAMBERİMİZ YASAKLAMIYOR

Bu ve benzeri rivayetleri değerlendiren fıkıh âlimlerimiz Efendimiz zamanında bu uygulamanın var olduğunu ve Efendimizin bunu yasaklamadığını delil getirerek hanımların kulaklarını deldirmelerinde bir beis olmadığını söylemişlerdir.

Beis yoktur demek bu konuda bir ruhsat olduğunu ancak deldirmemenin daha isabetli bir yol olduğunu ifade eder. Bundan dolayı küpe takmak isteyenler kulaklarını deldirmeden bunu yapabileceklerse elbette bu daha ihtiyatlı bir yol olur. (Faruk Beşer, Hanımlara Özel Fetvalar, s. 282)

Burada yeri gelmişken şunu da ifade edelim ki, bu ruhsatın kadınlara mahsus olduğunu ifade eden fıkıh kitapları, erkekler için böyle bir maslahat olmadığından yola çıkarak onların kulaklarını deldirmelerinin caiz olmadığını söylemişlerdir. Bu aynı zamanda onlar için fıtratı değiştirmeye yönelik bir uygulamadır.

TEFEKKÜR ATLASI

Öteki hayat mümkün mü?

Akıl, mantık ve his bakımından öteki hayatın en büyük delili bu hayattır. Bu hayatı anlamayan o hayatı anlayamaz. Çünkü iki hayat arasındaki benzerlikler, farklardan daha bariz ve önceliklidir.

İmkân açısından bu âlemle öteki âlem, bu hayatla öteki hayat arasında fark yoktur. Burada olmayabilirken olmuşuz, öyleyse orada olmamıza hiçbir engel düşünülemez. Burada, şu anda olduğumuzdan çok daha farklı bir yapı ve özelliklerde olabilecekken böyle olmuşuz.

Orada da başka bir varlık boyutunda veya aynen böyle olmamıza hiçbir engel yoktur. Ancak inançlarımızın gereği olarak kısmen biliyoruz ki oradaki hayat buradakinden çok daha farklı olacaktır.

BİR TAVSİYE

Bir nefis muhasebesi yapmaya ne dersiniz!

Günümüzde özeleştiri dedikleri nefis muhasebesi aslında insanın bulunduğu noktayı belirlemesi açısından çok önemlidir. Bugün, "Ben nereden geldim? Bu dünyaya gönderiliş amacım ne? Şimdi ne yapıyorum? Nereye gidiyorum?" sorularını kendimize sorarak tefekkür iklimine açılabilir, durumumuz hakkında bir değerlendirme yapabiliriz.

BİR DUA

Bize iyilik ve güzellikler ihsan eyle!

Allah'ım! Bütün güzellik ve iyiliklerin hepsini Sen'den isterim. Bütün çirkinlik ve kötülüklerin hepsinden de Sana sığınırım. Bana iyi işler nasip eyle. İşlerimi Sen'in rızana mahsus kıl. İçine gösteriş ve yalan karışmasından sakındır. Ya Rabbi! Gönlümdeki aşk ateşini yandır. Beni sevgine kandır, sevgini eksik etme.

MİNİ YARIŞMA

1. Mescid-i Nebevi'nin bir tarafında, evsiz ve yurtsuz olanların ve fakir Müslümanların barınması için bir gölgelik yapılmıştı. Buranın üstü kapalı ise de etrafı açıktı ve burası bir ilim yuvası idi. Hatta en çok hadis rivayet eden Hz. Ebu Hureyre de burada yetişmişti. Bu ilim yuvasının ismi nedir?

2. Kıyametin kopmasından sonra başlayan ve sonsuza kadar devam edecek olan cennet ve cehennem hayatına ne ad verilir?

3. Ağza su vermek, burna su vermek, bütün vücudu hiç kuru yer kalmayacak şekilde yıkamak neyin farzlarıdır?

4. Arafat ne demektir?

5. Herhangi bir özürden dolayı tutamadığı oruçları, özrü bittikten sonra tutmaya ne ad verilir?

Cevaplar

1. Suffa.
2. Ahiret.
3. Guslün.
4. Hacı adaylarının arife günü toplandıkları, Mekke'nin güneydoğusunda bulunan bir bölgedir.
5. Kaza orucu.

HAZIRLAYAN: Ali DEMİREL-BUGÜN GAZETESİ

Bu haber 2,969 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,029 µs