Yoğurt her derdinize deva

15 Kasım 2011 12:09 tsi
Mikrop denince, insanın aklına hep çeşitli hastalıklar gelir. Menenjit, hepatit, zatürree, nefrit, grip mikropların sebep oldukları hastalıklardır. Oysa her mikrop hastalık yapmaz, yani mikropların da insanlar gibi iyisi de vardır, kötüsü de.

Sindirim kanalımızda bizimle birlikte 500’den fazla farklı mikrop yaşamaktadır. Bunların bazılarının hastalık yapıcı etkileri vardır, yani “zararlı mikroplar”dır, fakat bazıları ise vücudumuzun yararına çalışırlar, yani “dost mikroplar”dır.

Sağlığımız için yararlı olan dost mikropların başlıcaları Lactobacillus ve Bifidobacterium sınıfındandırlar.

Bağırsaklarımızda bu zararlı ve dost mikroplar arasında bir denge vardır. Dost mikroplar, zararlı olanların bağırsaklardaki tutunma yerlerini işgal ederek ve üremeleri için gerekli olan besinleri tüketerek bunların çoğalmalarını ve hastalık yapmalarını önlerler. Bu denge bozulduğu zaman, başta ishal olmak üzere çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.

Yoğurt, kefir ve mayalanmış sütten elde edilen diğer besinler, bu mikroplardan çok zengindir. Uzun süre sağlıklı yaşayan insanların “Ben her gün yoğurt yerim” demelerinin altında yatan bilimsel gerçek, bu kişilerin yoğurtla beraber bol miktarda dost mikropları almalarıdır.

Bu mikropların tek başlarına ilaç gibi ya da bazı besinlere eklenerek de alınması mümkündür. İşte, besinlere eklenen lactobacillus veya bifidobacterium türü canlı bakterilere probiyotik ismi verilmektedir. Son yıllarda yapılan birçok araştırma probiotiklerin sağlığımıza olumlu katkıları olduğunu ve çeşitli hastalıkların oluşumunu engellediğini ortaya koymuştur.

Probiyotiklerin sağlığa etkileri

Probiyotiklerin sağlığımız üzerine pek çok olumlu etkisi vardır. Bunlar, bağışıklık sistemini kuvvetlendirirler, bağırsaklardan vitamin ve minerallerin emilimini artırırlar. Başta barsak iltihapları ve çeşitli sebeplere bağlı ishaller olmak üzere böbrek, idrar yolları ve derideki infeksiyonlara karşı koruyucu etkileri vardır.

Probiyotiklerin, kalın bağırsak kanserinin oluşumu önleyici etkisi olabileceği de ileri sürülmüştür. Bazı araştırmalarda, damar sertliğini engelleyebilecekleri, osteoporoz (kemik erimesi) ve diş çürümelerine karşı koruyucu olabilecekleri de belirlenmiştir.

Alerjiyi de önlüyor

Probiyotiklerin besin alerjisini önleyebildiği anlaşıldıktan sonra, Finlandiya’da yapılan bir araştırmada, gebeliklerinin son haftalarında ve süt verdikleri 6 aylık dönemde lactobacillus türü probiyotik verilen annelerin bebeklerinde, egzamanın yüzde 50 oranında az görüldüğü belirlendi.

Çiftliklerde doğup büyüyen çocuklarda da astım ve allerjik hastalıkların daha az görülmesi de, bu çocukların daha fazla yoğurt tüketmeleriyle ilgili olabilir.
Böylece, bağırsaklarımızda bulunan mikropların, bağışıklık sisteminin gelişimi üzerine çok önemli etkilerinin olabileceği ve lactobacillus veya bifidobacterium türü dost mikropların alerjik hastalıkların oluşumunu önleyebilecekleri saptandı.

Probiyotiklerin bulunduğu besinler

Probiyotikler, yoğurt ve kefir gibi mayalanmış süt ürünlerinde tabii olarak bulunurlar. Probiyotikler, ayrıca toz, sıvı, kapsül ya da tablet şeklinde de satılmaktadır. Bebek mamaları gibi bazı ürünlere de probiyotik eklenmektedir.

Prof.Dr. A.Rasim KÜÇÜKUSTA

Bu haber 1,599 defa okundu.