Ahmet Atalık'tan GDO gerçekleri!

14 Eylül 2011 15:49 tsi
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Atalık'ın ülkemize girmesi söz konusu olan 3 çeşit GDO'lu mısır için yazdıkları... Bugün geç kalmadan görüşünüzü siz de yazabilirsiniz.

Genetiği değiştirilmiş Bt11, DAS1507 ve DAS59122 mısır çeşitlerine ait Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo-Ekonomik Değerlendirme Komitesi tarafından hazırlanan raporlar ile ilgili Kamuoyu Görüşlerini “Türkiye Biyogüvenlik Bilgi Değişim Mekanizmasının” resmi WEB adresi olan http://www.tbbdm.gov.tr ‘de bugün bildirilebiliyor.

Maalesef tüketiciye çok kısa bir zaman tanındı. Bugün, 14 Eylül itibariyle görüş bildirmek için son saatlerimizi yaşıyoruz.

Ahmet Atalık'ın bu komitelere gönderdiği görüşleri ise şöyle:

RİSK DEĞERLENDİRME KOMİTESİNE
 
Sayın komite üyeleri,
 
Bilimsel raporunuzu hazırlarken çeşitle ilgili ithalatçı firmalara sunulan belgeler, risk değerlendirmesi yapan muhtelif kuruluşların görüşleri ve bilimsel araştırmaların sonuçlarının dikkate alındığı belirtilmektedir.
 
Bir bilimsel komitenin, dünyadaki bilim insanlarını ikiye bölmüş bir konuda ithalatçı firmanın sunduğu belgelere dayanarak karar vermesi kesinlikle doğru bir yöntem değildir.
 
Risk değerlendirmesi yapan ve isimleri raporlarınızda verilen kurumlar siyasetten bağımsız, ancak biyoteknoloji şirketleri ile iç içe bulunan kurumlardır. Dünya Sağlık Örgütü'nün domuz gribi ile ilgili fiyaskosu daha yakın geçmişimizde olmuştur. FAO'nun, dünya açlığının nedeninin tarımsal üretim yetersizliği değil, üretilenin adil paylaşılamaması saptamasını yapan raporu geçmişte bir hafta içerisinde web sitesinden kaldırtılmıştır. WHO'nün GDO ile ilgili tüm değerlendirmeleri tıpkı EFSA gibi GD tohumları üreten biyoteknoloji şirketlerinin yaptıkları ya da yaptırdıkları çalışmalara dayanmaktadır. FDA'nın ise yöneticilerini dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketi seçmektedir.
 
Biyoteknoloji şirketlerinin lisans anlaşması çerçevesinde tohumlarının bağımsız çalışmalarda kullanılmaması için ellerinden her geleni yaptıkları göz önüne alındığında bu kurumların, şirketlerin çalışmalarına göre yaptıkları değerlendirmelerin doğruyu yansıtmayacağı açıktır, çalışmalar taraftır.
 
Bu çerçevede, değerlendirmelerinizde farklı ülkelerdeki üretim ve tüketim durumlarının göz önüne alınması ise çok daha farklı bir konudur. Milletin "kötü" bir konuda ne yaptığı hele hele olumsuzluk anlamında ne yediği şahsımı hiç mi hiç ilgilendirmemektedir. Bilim insanlarını ise benden daha fazla ilgilendirmemesi gerekir.
 
Raporunuzda GDO'lu ürünleri zararsız göstermek üzere verdiğiniz çalışmaları, bağımsız bilim insanları incelediklerinde hiç de aynı sonuca ulaşmadıklarını sizin bizden çok daha iyi biliyor olmanız gerekir.
 
Raporunuzda dikkatimi çeken bir bölümü de belirtmek isterim. "Toksisite Değerlendirilmesi" bölümünde genetiği DEĞİŞTİRİLMEMİŞ  mısırla beslenen farelerde ölüm oranının çok daha yüksek olduğu (Velimirrov ve ark, 2008) belirtilmektedir. Buna göre GDO ömrümüzü mü uzatacak? Bu nasıl örnek Allah aşkına!
 
Daha referans noktalarının yanlışlığıyla başlayan bilimsel raporunuza katılmıyor, GDO'lu ürünler ile bunlarla beslenen hayvanların ürünlerini tüketmek istemiyorum.
 
SOSYO-EKONOMİK DEĞERLENDİRME KOMİTESİNE
 
Sayın komite üyeleri,
 
GDO'ların güzelliklerini anlatan raporların biyoteknoloji şirketlerinin kontrol ve onayıyla yapıldığı, lisans anlaşmalarıyla bağımsız çalışmaların önünün kesilmeye çalışıldığı bu konuda dünyada büyük bir mücadele yürütüldüğü bir ortamda GD ürünlere bilim ansanlarının gıda ya da yem amaçlı onay vermeleri inanılır gibi değil.
 
GDO'lu ürünlerin canlı metabolizmaya nasıl zarar verdiği, hatta GD yemle beslenen hayvanların ürünlerinin bile ne denli risk içerebileceği örnekleriyle dolu olan raporunuzun sonucunda nasıl olur da ihtiyaca binaen bunlara izin verirsiniz?
 
Etikette GDO'yu belirtmenin hayvanlarımızı ve halkımızı GDO'nun tehlikelerinden koruyabileceğine yürekten inanıyor musunuz?
 
Yem amaçlı da olsa, sınırlarımızdan girdikten sonra bu mısırların ekilmeyeceğine inanabiliyor musunuz?
 
Biyoteknoloji şirketlerinin lisans anlaşmalarıyla bağımsız çalışmaları niçin engellemeye çalıştıklarını hiç düşündünüz mü? Onların bilip de bizim öğrenmemizden çekindikleri şeyler neler olabilir acaba? Ya, GD ürünlere toz kondurmayan, bir tek olumsuzluğunu dahi kabul etmeyen ve bazılarının onlara "bilim insanı" dedikleri kişilere ne demeli?
 
Risk değerlendirme komitesine göre çok daha tarfsız raporunuzun sonucunda GD mısırların yem olarak kullanılmasına ihtiyaca binaen izin vermeniz şahsımı üzmüştür. Bu kararı gerçekçi olmayan bir nedene dayandırılmış çaresizlik olarak değerlendiriyorum.
 
GDO'lu ürünler ve bunlarla beslenen hayvanların ürünlerini tüketmek istemiyorum. Ülkemin ihtiyacı olan GD ürünler-yemler değil, doğru bir tarım politikasıdır.

Bu haber 2,245 defa okundu.