Köyişleri sözcüğü neden çıkarılıyor?

24 Haziran 2011 10:59 tsi
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın adı niçin değişecek?

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı'nın yazısı:

12 Haziran 2011 seçimi öncesi Başbakan R.Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın adının, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak değiştirileceğini belirtti. Bakanlık adından köyişleri sözcüğünün çıkarılıyor ve tarımın yanına hayvancılık sözcüğü ekleniyor.

Köyişleri Sözcüğü Neden Çıkarılıyor?
Bakanlık adında köyişleri sözcüğünün olması tarımdaki atılım yapmayı engelliyormuş. Bir başka deyişle köylülük Türkiye’nin ilerlemesinde en büyük sorunmuş. Çünkü köylüler tutucuymuşlar, üretken değillermiş ve Türkiye’nin sırtında kamburlarmış.
Aslında köylülüğün tasfiye edilmesi süreci, Batı’ da kapitalizmin egemen üretim biçimi olmasıyla başladı. Burada öne çıkan kuramsal yaklaşım kısaca şöyle özetlenebilir; tarımın üretken olması için kapitalist işletmelere gereksinme vardır. Bu bağlamda dev işletme ölçeğinde şirket tarımcılığı bir başka deyişle endüstriyel tarım ile sözleşmeli tarım modelinden başka seçenek yoktur.
Anılan bu model Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerine de dayatılan bir model olarak ortaya çıkmış bulunuyor.
Şimdi sorulması gereken soru şu; Köylülüğün Tasfiyesi İle Açıkta Kalacak Yaklaşık Üç Milyar Dolayında İnsana,  Kentlerde İş Var Mı? Samir Amin adlı namuslu bir bilimci bu soruya şöyle cevap veriyor; “…Elli yıllık bir zaman dilimi içinde (dünyada), yılda yüzde 7’lik sürekli bir büyüme hızı gibi hayalci bir hipotez gerçekleşse bile, bu rezervin (yani kentlere gelen üç milyar insanın) üçte birini bile emmeyi beceremez. Yani kapitalizmin doğası gereği, köylü sorununu çözemez ve ortaya koyduğu tek perspektif, gecekondulaşmış bir dünya ve beş milyar fazla insandır.” Türkiye’de de ortaya çıkan durum bu değil mi?

Hayvancılık Sözcüğü Neden Eklendi?
Tarımsal üretim, hayvansal üretim ile bitkisel üretim olmak üzere iki kesimden oluşur. Bu iki üretim kesimi arasında bütünsel bir ilişki ve denge söz konusudur ve birbirini besler. Bu bağlamda, bakanlık adındaki tarımın yanına hayvancılığın eklenmesinin nedenleri sorgulanmalıdır.
Ortaya çıkan bu durumu, salt bir meslek grubunun gayretkeşliğine bağlamak ta doğru değildir. Konu, büyük ölçüde endüstriyel tarımın dayattığı bir zorlamadır. Süt hayvancılığının egemen olduğu bir tarım işletmesinde bunun ne anlama geldiğini anlatalım. Süt hayvancılığında işletme giderleri içinde yem giderlerinin payı yüzde 60–70 arasında değişir. Eğer işletmede özellikle kaba yem üretimine yönelik bitkisel üretim söz konusu değilse, işletmeci yemi dışardan almak zorundadır, bir başka anlatımla kaba ve yoğun yem sanayicisine çalışacaktır. Yemde kendi işletmesi yerine dışa bağımlılık işletmenin karlılığını düşürecektir.  Günümüzde süt üreticilerinin en fazla şikayetçi olduğu konuların başında yem fiyatlarını giderek yükselmesi gelmiyor mu? Bir başka önemli sakınca da üretilen ürünlerin kalitesiyle bağlantılıdır. Hayvanların doğadan, daha doğrusu meradan uzaklaştırılması süt ve etin kalitesini de düşürmektedir.
Özetle, Türkiye Hayvancılığı’nın yaşamakta olduğu sıkıntıları, bakanlığın adına hayvancılığı eklemekle çözmek olası değildir. Sorunun önemli bir kısmı, tarımsal işletme içinde bitkisel üretim ile hayvansal üretim bütünlüğünü bozmaktan kaynaklanmaktadır.

mustafa.kaymakci@ege.edu.tr 

                                                                                                             

Bu haber 1,305 defa okundu.