En Sıcak Konular

Yoğurt terapisi

20 Haziran 2011 09:03 tsi
Yoğurt terapisi Deneyin görün; yoğurt yapmak, yoğurdu evde kendi mutfağında yapmak, bir tencereye koyduğun kaynayıp soğumuş sütün içine parmak sokabilecek ve dirseğinle sıcaklığına bakabilecek zamanını kollamak, o değişimi yaşamak insana korkunç bir haz veriyor.

Pınar Reyhan Özyiğit/ Habertürk

Dünyanın en çok yoğurt tüketen toplumu bizimki. Sanırım benim kuşak ve benden öncekilerin şöyle anıları var; “evde yapılan yoğurtlar”... Çoğumuz biliriz bu ritüelleri. Anneannem yoğurdu kocaman bir tencereye mayalar, üzerini, altını, çevresini örtüler ve battaniyelerle sarar, sessiz bir yere koyar, özenle beklerdi. “Özenle beklerdi ne demek?” diyenlere anlatayım, gider arada severdi, tencereyi dışarıdan okşardı, bir bebek veya çiçek bakar gibi onunla fısır fısır konuşurdu. Azıcık gürültü yapmayalım, hemen de bize kızardı “Susun yoğurdumu uyandıracaksınız...”

Öyle içime işlemişti ki yoğurdun mayalanırken uyanacak olması korkusu, yoğurt olmaya çalışan sütün bulunduğu odada parmak uçlarımda yürürdüm. Aman dokunmayayım diye yanından dikkatle geçerdim. Aldığım nefesten bile korkardım. Anneannemin yoğurdu uyanmasın, o koca tencere dolu süt ziyan olmasın, bir de kafama terlik yemeyeyim diye. Şimdi... Her şey değişti. Otomatikleştik. Tamam bir sürü hizmet hızlandı ama bozuldu da... Doğallık kayboldu ve biz elimizde fenerlerle her yerde onu arıyoruz...

BİZ DE DEĞİŞTİK, AMAÇLARIMIZ DA...
Büyüdük kızlar. Anne olduk biz. İçimizden küçük insanlar çıktı. Biz de değiştik, amaçlarımız, niyetlerimiz ve dileklerimiz de değişti. Bu sessizliği ve özeni ancak bebeklerimiz uyurken evde gösteriyoruz. Bunları düşününce eskilerin bir iş yaparken ne kadar önemsediklerini bir kez daha görüyorum. Çoğu gıdayı hazır alıyoruz artık, bizim ritüelimiz de bu oldu. Pazar günleri market alışverişleri, evden telefonla sipariş vermeler... Sayabileceğimiz bir dolu, hayat kolaylaştıran ama aslında doğallıktan yoksun eden değerimiz var artık. Düşünüyorum da elimizde bir tek, anne olduktan sonra aklımıza düşen bebeklerimiz için yoğurt yapabilmek kaldı. Çok imkanı olanlar kendi domateslerini yetiştiriyorlar, biberlerini bahçede büyütüyorlar. Ama nefes aldığımız yer sadece balkonlar ve pencereler olan hayatlarımız içinde doğal bir şeyler yapma duygusunu bana inanın son zamanlarda sadece yoğurt yapmak tattırıyor.

BİRAZCIK ÇABA SARF ETMEK LAZIM
Biz anneler genelde çocuk doğduktan sonra ve katı gıdalara başladıktan sonra yoğurdumuzu yapmaya başlıyoruz. Öncesinde, hamilelik zamanı bile dahil olmak üzere kendimizi hiç önemsemiyoruz. Bu koşturmacanın içinde biliyorum başka şansımız da yok ama birazcık çaba sarf etmek gerekiyor. Deneyin görün; yoğurt yapmak, yoğurdu evde kendi mutfağında yapmak, bir tencereye koyduğun kaynayıp soğumuş sütün içine parmak sokabilecek ve dirseğinle sıcaklığına bakabilecek zamanını kollamak, o değişimi yaşamak insana korkunç bir haz veriyor. Bir sıvıyı, siz isteyerek katı hale getiriyorsunuz. Sabah koşarak mutfağa gidiyor ve bakıyorsunuz. İçinde ne var biliyorsunuz. Kullandığınız sütün markası bile yaptığınız yoğurdun kalitesini etkiliyor. Yavaş yavaş bunları anlıyorsunuz. Sofraya kendi yaptığınız yoğurdu koymak ise aslanlar gibi bir duygu. Gerine gerine koyuyorsunuz “Ben yaptım” diye... Yoğurt yapmak ve reçel yapmak inanın bana terapi gibi geliyor. İnsan başka formüller, yöntemler arıyor. Şimdilerde yoğurdu daha katı, daha az sulu nasıl yapabilirim diye araştırıyorum. Bebeklerim bahane oldu, kendime bir terapi yöntemi buldum. Size de tavsiye ediyorum...

prozyigit@htgazete.com.tr



Bu haber 2,048 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,115 µs