Osmanlı’da sağlık kuralları | " /> Osmanlı’da sağlık kuralları | "/>

En Sıcak Konular

Osmanlı’da sağlık kuralları

25 Mart 2011 10:55 tsi
Osmanlı’da sağlık kuralları Mülakat Topkapı Sarayı hekimlerinin arşivlerini araştıran Prof. Dr. Ayten Altıntaş bugün doğru saydığımız birçok şeyin o zamanlar uygulandığını görmüş.

Mülakat Topkapı Sarayı hekimlerinin arşivlerini araştıran Prof. Dr. Ayten Altıntaş bugün doğru saydığımız birçok şeyin o zamanlar uygulandığını görmüş. Altıntaş, besinleri yaşlara göre taksim edip, kıyafetleri bile hekimlere soran bir tıptan söz ediyor

Radikal / Ayça Örer

Araştırmaya nereden başladınız?
Benim kaynağım Osmanlı tıp kitapları. Ben buna “eski tıp” diyorum çünkü binlerce yıllık birikimle oluşturulmuş. Osmanlı tıbbı zamanına göre uluslararası. Hint tıbbını da, eski Yunan tıbbını da, İslam alimlerinin bilgilerini de kapsıyor. Ben Osmanlı hekimlerinin yazdığı kitaplarda aktardıkları bilgileri inceliyorum. Bunların yüzde altmışı sağlıklı yaşam üzerinedir. Daha sonra hastalık tedavisine geçerler. Yani öncelikleri hastaları sağlıklı yaşatmaktır. Şimdi şimdi modern tıpta sağlıklı yaşam ön plana geçmeye başladı.

Sağlıklı yaşama dair neler tavsiye edililiyor?
Havalardan başlarlar öncelikle. Sağlıklı hava nasıl olur, buna kafa yorarlar. Ondan sonra yeme, içme, gıdalar, kullanılan kıyafetler, evlerin durumu... Bütün detaylar verilir. Osmanlı hekimlerine göre, deniz kenarındaki hava yaramaz, nemli olduğu için sağlıklı bulmazlar. Onlara göre sağlıklı hava dağlardaki havadır. Baharı ve yazı dağda geçirmeyi tavsiye ederler. Dağ havasının sağlıklı olduğuna ve uzun yaşama etki ettiğine inanırlar. Kalabalık yerlerin havasının kirli olduğunu söylerler. Sonra büyük ağaçların altındaki havayı da sağlıksız bulurlar, ceviz ve incir ağacının altında oturulmasını tavsiye etmezler. Kuzeyden esen rüzgârların sağlıklı olduğunu düşünürler. Evlerin nereye yapılacağı hekimlerin görüşüne göre şekillendirilir.

Evlerle ilgili tavsiyeleri ne?
Mutlaka yüksek tavan kullanılır çünkü ne kadar temiz hava olursa o kadar iyidir. Evlerin kuzey rüzgârı alması ve doğuya bakması önemsenir. Evler bataklıklara, kaplıcalara yakın kurulmaz. Şehir kurulurken mutlaka hekimlerin kontrolü istenir. Mesela hastane yerine nasıl karar verilir biliyor musunuz? Et parçalara ayrılır ve her bir parçası hastane kurulmak istenen yere asılır. En son neredeki et kokarsa oraya hastane yapılır. Sıcak sulara yakın olması istenir.

Kıyafet tercihlerinde de hekimlerin tavsiyesi geçerli dediniz…
Mevsimlere göre kumaş tercihleri vardır. Biz hep ipekli kumaşlar sıcak havalarda giyilir diye düşünürüz, hayır, ipekli kumaşları özellikle kışın tercih ederler. Sıcaklık verir çünkü. Sıcak havalarda hep pamuklu ve keten kullanılır. Eski hekimlere göre bütün maddelerin bir niteliği vardır, sıcak, soğuk, nemli, kuru. Ona göre hareket ederler. Soğuk havalarda kürk giyilir ama kürkler içeriye giyilir. Hangi kürkün hangi havaya giyileceğine kadar belirtilmiştir.


Yaşa göre beslenme

Osmanlı mutfağının tıpla ilişkisi ne düzeyde?
Yemekler rastgele yenmez, mevsimlere göre yenir. Sıcak bir mevsimde sıcak nitelikteki yemekler asla yenmez, baharatlar yazın tüketilmez. Salatalık, marul, yoğurt gibi yiyeceklerle serinlik sağlanır. Ne hangi mevsimde ne nasıl pişirilecek onlar detaylarıyla anlatılır. Müshil diye bir yiyecek grubu vardır. Müshil bugün sadece ilaç olarak biliniyor, oysa müshil vücuda zararlı her şeyin terlerle, gözyaşıyla, dolaşımla atılmasıdır. Baharda kiraz verirler, kiraz için özel bir rejim uygulanır. Mesir macunu tamamen baharda hekimlerin verdiği bir macundur ve müshil özelliği vardır. Afrodizyak özelliği de vardır ama onun için yapılmamıştır. Gıdalar bir de yaşlara göre ayarlanır. Bebeklikten yaşlılığa kadar kimin ne yiyeceğinin bilgisini bulmak mümkün. Bebeklerin kanının sıcak olduğunu düşündükleri için hafif şeyler yedirilmesine özen gösterirler. Ergenlik dönemi kanın ve vücudun değiştiği zamandır ve onların gıdasında yine hafif şeylerin verilmesine gayret ederler. Yaşlılıkta daha çok süt, et suyu, baharat kullanımı var. Çünkü yaşlılığı bir “kuruma evresi” olarak görüyorlar.

Osmanlı da şeker kullanımı da çok yoğun değil mi? Yemeklerde hep kuru meyveler kullanılıyor…
Tabii ki, Osmanlı şekeri sever ama hangi şekeri? Şeker kamışının sıkılarak suyundan elde edilen şekerdir. Sanayi şekeri değildir. Şeker başlangıçta çok masum beyazlaştırılıyordu. Ama nemlenmemesi için bir madde, küp olsun diye bir madde derken şeker de tehlikeli bir gıda haline geldi. Bugün siz pekmez yerseniz, bal yerseniz zararlı değil bu ama o yapay şekerler, jelibonlar tabii ki zararlı. Çünkü beyin glikozla beslenir. Bakın, Alzheimer hastaları hep şeker yemek isterler.

Gül, kanserli dokuları onarıyor
Osmanlı döneminde gül ve gül yağı hekimler tarafından şifa olarak kullanılırdı. Prof. Dr. Ayten Altıntaş, gülün cilt kanseri başta olmak üzere radyasyona maruz kalmış kişilerde dokuları yenilediğini belirtti
Isparta gülünün sağlık alanındaki etkileri üzerinde araştırma yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, gül çiçeği ve gül yağının cilt kanseri başta olmak üzere radyasyona maruz kalan hastaların parçalanan hücrelerinin onarılmasında olumlu etki sağladığının tespit edildiğini söyledi.

BİLİMSEL YANI VAR

Altıntaş, Osmanlı İmparatorluğu döneminden itibaren gülün şifa dağıtan bir bitki olarak görüldüğünü ve bu şekilde işlendiğini belirterek, kendilerinin de bu bilgilere dayanarak, yeni araştırmalar üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Gülün kanser üzerindeki etkilerini incelediklerini vurgulayan Altıntaş, gül çiçeği ve gül yağının kanser tedavisinde kullanılabileceğini söyledi.

Kanser hastalarında oluşan tahribatın giderilmesi konusunda gülün etkin rol oynadığını belirlediklerini anlatan Altıntaş, 'Bilimsel araştırma kapsamında gül çiçeği ve türevlerinin antioksidan etkisinin olduğu ve kanserli dokuların onarılmasında olumlu sonuç elde edildiği tespit edildi' dedi.

DERİYİ ONARDI

Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde dört yıl önce kanser teşhisi konulan hastaların kan hücrelerinde gül çiçeği ve gül yağının etkisi üzerinde laboratuvar ortamında çalışma yaptıklarını anlatan Altıntaş, 'Bu çalışmanın ardından bir de deri hücreleri üzerinde çalışma gerçekleştirdik. Kanser teşhisi konulan hastanın derisinden alınan parça üzerindeki hücreler üzerinde çalıştık ve onarıcı özelliğinin olduğunu tespit ettik' diye konuştu.

Altıntaş, bu araştırmanın, cilt kanserleri başta olmak üzere, kanser hastalığı yüzünden tahrip olan derinin onarılmasında gül çiçeği ve gül yağının kullanılabileceğini ortaya çıkardığını, gülün ruh sağlığı, kas, sinir gevşetici özellikleriyle de ön plana çıktığını vurguladı. Son çalışmanın henüz yayınlanmadığını ifade eden Altıntaş, en kısa zamanda bu çalışmanın da yayınlanacağını da bildirdi.

 

Doktor reçete yazıyor

 

Isparta Gül ve Gül Ürünleri Satış Kooperatifi (GÜLBİRLİK) Genel Müdürü Bolat Tamer de, Altıntaş'ın yaptığı çalışmaları yakından takip ettiklerini ve kendilerine her konuda destekte bulunduklarını söyledi. Tamer, Erzurum ve Samsun'da doktorların hastalarına reçete ile GÜL-BİRLİK markası olan Rosense ürünlerini yazdıklarını ifade ederek, "Erzurum ve Samsun'da ellerinde doktor reçetesiyle bayilerimize gelen vatandaşlarımız var. Araştırdık, hekimler cilt problemi yaşayan hastalarına Rosense ürünlerini tavsiye ediyorlar. Bu müthiş bir gelişme. Tıp dünyasında çığır açacak bir dönemi yaşıyoruz" dedi.



Bu haber 2,423 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,157 µs