En Sıcak Konular

Aşk, göçmenlik ve kadınlık halleri!

9 Mart 2011 09:34 tsi
Aşk, göçmenlik ve kadınlık halleri! Hikâyeci bizi insanın etrafında yaşananda uç veren meselelerle ilgili kılmak ister. Her hikâye bir insan armağan eder bize, o insanın maruz kaldığı hayatın derinliğinde söylenmek istenene kulak oluruz.

Hikâyeci bizi insanın etrafında yaşananda uç veren meselelerle ilgili kılmak ister. Her hikâye bir insan armağan eder bize, o insanın maruz kaldığı hayatın derinliğinde söylenmek istenene kulak oluruz. Bir hikâye kitabında ise birden fazla insan vardır; çok insan, çok hikâye... Hikâye kitapları birden fazla insanı anlatmış olsa ve onların hikâyesini konu edinse de, temelde yalnızca 'insan'ı anlatırlar. Hikâyelerin toplamında insan ve maruz kaldığı hayatın soru(n)ları vardır.

Hikâye edebiyata dâirdir. Edebiyat ise insana işarettir; insandan çıkar, insanı anlatır, daha çok insanı merkeze alan bir okuyucu bulur. İlmî bir metin insan elinden çıkmış olsa da 'insansız'dır; konusu 'nesne'dir, anlatıcı da hissedilmez. Edebi metin ise bütünüyle insan ile doludur. Metnin kurgusunda, dilinde ve yaklaşımında yazıcısını görürken, anlatılan 'şey'de de bir insanlık durumuna vakıf oluruz. Edebiyatın okuyucusu olmuş insan türü, satırlarına gömüldüğü metinlerde tarihten ve sosyolojiden azade 'insan'ın hâllerine ve bunun nasıl anlatıldığına yoğunlaştığından, yazıcının kimliğini çok da öncelemez. Yazıcı nihayette edebiyatçıdır; kimliğiyle metnine dâhil olsa da, anlattığı şeyde insan ve hayatın dile oturuşları başroldedir. Yeter ki okunan metin edebî olsun, edebiyatın içinde var olmuş bir yazıcının kaleminden çıkmış olsun.

Sütun Yayınları'ndan çıkmış, Asuman Güzelce imzalı "Elini Kalbime Koy" isimli hikâye kitabını okuyunca, sahih bir edebiyatın her durumda okuyucusuna 'iyi'ce dokunduğuna olan inancım yinelendi. Elini Kalbime Koy'u oluşturan hikâyelerde onlarca insanın hâllerine maruz kaldığım gibi, bize bu hikâyeleri anlatan Asuman Güzelce'nin evrenine de dâhil olmuş oldum. Şimdi onlarca hikâyenin kahramanı ve bu kahramanların etrafında yaşananlar bende yerlerini bulmuşken, Asuman Güzelce'nin de ülkemin bir yerinde yazarak hikâyesini kurduğunu biliyorum. Kitap için şu genel değerlendirmeyi yapabilirim: İrfanî geleneğe, şiire, felsefeye, incelmiş bir duyarlığa yaslanan ve kendi hikâye dilini kurma noktasında epey yol yürümüş bir hikâyeciyle karşı karşıyayız. Eline Kalbime Koy; kurgu, dil ve muhteva açısından sağlam hikâyeleri ihtiva ediyor.

Kitabı oluşturan her bir hikâyenin hissettirdiği ve okuyucusunu alıp soktuğu hâl üzerinde düşünürken şu insanlık durumlarının altını çizdim: İnsanın aşk, göçmenlik ve kadınlık hâlleri... Hiç şüphesiz yazar, Türkiyeli! Dolayısıyla hikâyeleri de, Türkiye'nin tarihine, sosyolojisi ve ontolojisine yaslanıyor. İşaret ettiğimiz insanlık durumları, Türkiye pratiğine düşen hâlleriyle anlatılıyor. Hikâyeler insanın aşk, vatan ve kadınlık hâli etrafında toplansa da, hepsi kahramanlarının 'ruh sürçmeleri' etrafında gelişiyor. İnsanın aşk hâli, en çok "Üç Harf Beş Nokta", "Acemi Derviş" ve "Elini Kalbime Koy" isimli hikâyelerde kendini gösteriyor. Aşk ki, çarpar insanı! Onu düşürür durduğu yerden, konumundan eder. O güne kadar giyindiği ne ise, aşktan sonra üzerinde sakil durur. Aşk, yeryüzüne artık oturamama hâlidir. Her bir yer, aşk ehline dar, küçük ve yabancı gelir. Neredeyse, oralı olmadığını hisseder âşık! İnsanın bir toprak parçasını 'vatan' bilmesi, 'vatan' etrafında bir aidiyet geliştirmesi etrafında yaşanan hâllerin anlatıldığı hikâyelerde de 'ruh sürçmesi'ne akraba 'kopuş'un sancısı var. Balkan Harbi sonrasında yaşanan göçü konu edinen iki hikâyede bu çok yoğun hissediliyor. Asuman Güzelce imzalı hikâyelerin çoğunun kahramanı kadın. Bu hikâyeler de, yancağızı boş kalmış kadınların derinden yaşadıkları bir eksiklik durumunu mesele edinmişler.

Kırıklık, elleri yana düşüren o yetmezlik duygusu... Aşkın, vatanın ve kadınlık durumlarının etrafında gelişen bir hayatın çarpmasıyla bir 'ruh sürçmesi' yaşayan insanların hissettikleri boşluk, yetersizlik ve eksiklik duygusunun geliştirdiği tedirginlik hâli... Hayır, tedirgin ve kaygılı insan bir olumsuzluğu işaretlemiyor, bir şekilde bu hâli edinmiş insan ayaklanabilir ancak, bu insan iyicil olana dair bir umut geliştirebilir. Yeter ki bu hâlin peşine düşülsün, bir türlü yeryüzüne oturamayışın sebeb-i hikmetini öğrenmekten geri durulmasın. Çünkü bu tedirginlik ve kaygılı olma hâli, insanın yurduna/ontolojisine işaret ediyor. Jung, karşılaştığı ve tedavi etmek durumunda kaldığı o kadar nevroz sonrasında mealen şunu diyordu: "Nevrozların temelinde, asıl olandan kopuş vardır. Kopuş sonrasında düşülen yabancılıkta/gurbette/ayrılıkta 'vatan'ı arayışın sancıları nevroz olarak belirir." Asuman Güzelce'nin bir 'çift göz' ile gelen ve muhatabını çarpıp yerinden eden aşki tedirginlikler, 'vatan'ından kopartılan göçmenin ruhundaki yırtılmalar, yaşananın ortasında yancağızı boş kalmış kadınların hissettikleri eksiklik duygusu, asıl olandan kopuşu, ona olan derin ihtiyacı işaretliyor.

Neyse ki hikâyeci kahramanlarını tedirginlik hâli içinde bırakmıyor. Onları çatallanmış yollardan geçiriyor, yaralayıcı soruların karşısına bırakıyor ama çatallanmış yolların tedirginliğiyle ve yaralayıcı sorularla açılan yaraların içinde hem istikamete hem de merheme dair ipuçları da veriyor. 'Cüz'ün 'Kül'e teslimiyetinden sonra içine düşülen kabullenmeyle yaşananlar mânâsını buluyor, böylelikle hayat katlanılır oluyor. 

Nihat DAĞLI  

Sızıntı.com



Bu haber 1,351 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,240 µs