Ergenlik neden erken yaşanıyor?

25 Ocak 2011 11:02 tsi
Tıp dünyası ergenlik yaşının giderek düştüğüne, bu konudaki en büyük tetikleyicinin ise gıda maddelerindeki kimyasallar olduğuna dikkat çekiyor.

İşte erken yaşta ergenliğin nedenleri;

Ergenlik dönemi, çocukların hormonal ve bedensel değişiklikler sonucunda biyolojik olarak erişkin olma süreci olarak biliniyor. Bu süreçte vücutta cinsiyete özgü değişiklikler, boy uzamasında hızlanma görülüyor. Genetik, beslenme, yaşanılan iklim koşullarına bağlı olarak erkenlik yaşı da değişiyor. Ergenlik kızlarda erkeklerden 1,5-2 yıl erken başlıyor. Ergenlik başladığı zaman çocuklar erişkin boylarının yüzde 80-85'ine ulaşmış oluyor. Bu süreçte kızlar16-25 cm, erkekler ise 20-28 cm uzuyor. Normal ergenlik başlama yaşı kızlarda 9-11, erkeklerde ise 10-12 yaş olduğunu söyleyen Amerikan Hastanesi Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nihal Memioğlu, kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşından önce başlayan ergenliğe ise erken ergenlik denildiğini kaydetti.

Sosyo-ekonomik durum etkiliyor

Son yıllarda ise ergenliğin erken yaşa kaydığı konusunda tartışmalar olduğunu hatırlatan Dr. Memioğlu, gelişmiş üşkelerin verilerime bakıldığında, 19. yüzyıl ortalarından 1960'lı yıllara kadar ergenlik yaşının 3 yıla kadar erken yaşandığını anlattı. Ergenlik erken yaşlarda yaşanmasının altında sosyoekonomik durumun yükselmesi ile açıklanabileceğini dile getiren Dr. Memioğlu, "Son 30-40 yıl değerlendirildiğinde ergenlik yaşının 0,20,5 yıl kadar erken olduğu belirleniyor" ifadesini kullandı.

Nedeni obezite mi?

Obezite, endokrin sistemi etkileyen kimyasal maddeler ve stresin de ön plana çıktığını dile getiren Dr. Memioğlu, "Fazla beslendiği için gelişmesi ileri olan obez çocukta yağ dokusunun bu hormonal aktiviteleri de eklenirse, obezitenin ergenlik zamanlamasında önemli bir etkiye sahip olabileceği açıktır. Ancak, dünyada obezitenin artış hızı oranında ergenlik zamanlamasında değişiklik yoktur. Bu nedenle başka faktörlerin etkisi de olmalıdır" şeklinde konuştu.

Tarım ürünlerinin etkisi var mı?

Tarım ürünleri ve hayvan yetiştirilmesinde kullanılan hormonların gıdalardaki miktarının çok düşük olduğu için laboratuvarda tespitinin güç olduğunu söyleyen Dr. Memioğlu, "Yağ dokusunda birikirler, obezler ve çok fazla tüketenlerde birikim yaparlar. Fitoöstrojenler zayıf etkili bitkisel östrojenlerdir. Kısa sürede yoğun olarak alınırlarsa etkili telaş ve obeziteye neden olabilirler. Ergenlik zamanlamasına etkili olduğu düşünülmüyor. En yoğun fitoöstrojen içeren bitkiler soya unu ve sütüdür" şeklinde konuştu.

Hormonal denge bozuluyor

“Son yıllarda en çok üzerinde durulan faktörler endokrin bozucular denilen, hormonal dengeyi bozan doğal ya da sentetik kimyasal maddeler” diyen Dr. Memioğlu, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Bisfenol A (BPA), fitalatlar, DDT, PCB, Dioxinler, fitoöstrojenler en çok üzerinde durulan endokrin bozuculardır. BPA plastik yapımında kullanılır. Biberonlarda, konserve kutusu iç yüzlerinde, gıda-süt kaplarında, su ısıtıcılarında bulunur.

Yüksek ısı, asit ve baz ile temasta açığa çıkar. Hayvan deneylerinde dişilerde erken ergenlik bulguları, erkeklerde üreme sisteminde olumsuz etkileri saptanmıştır.”

Plastik maddelere dikkat

Fitalatlar plastik maddelerin esneklikliğini sağlamak için kullanıldığını aktaran Dr. Memioğ|u, bu maddenin oyuncalar, kozmetikler, gıda ambalajları ve tıbbi malzemelerde bulunduğunu dile getirdi. Fitalatların östrojenik, antiandrojenik ve endokrin dışı bazı etkilerinin saptandığını vurgulayan Memioğlu, "AB ülkelerinde 2005 yılından itibaren oyuncaklara fitalat ve türevlerinin konulması yasaklanmıştır. DDT gelişmiş ülkelerce kullanımı yasaklanmış tarım ilacıdır. Doğada uzun süre kalır, gıda zincirlerinde birikir. PCB boya sanayisinde kullanılır, dioxinler başta PVC olmak üzere atıkların yakılmasına açığa çıkan endokrin bozuculardır" dedi.

Bu haber 1,390 defa okundu.