Arılara neler oldu? | " /> Arılara neler oldu? | "/>

En Sıcak Konular

Arılara neler oldu?

20 Temmuz 2008 12:02 tsi
Arılara neler oldu? Son yıllarda bazı ülkelerde görülen toplu arı ölümleri herkesi bir endişeye sevk etti. Peki gerçekte olan ne?

ABD başta olmak üzere bazı ülkelerde son yıllarda görülen toplu arı ölümleri küresel çapta endişeye sebep oldu. Konuyla ilgili olarak yazılan eserlerde ve tartışmalarda Albert Einstein’ın, “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanlığın sadece dört yıl ömrü kalır” sözüne atıf yapıldı. Alman bilim adamı Einstein bu sözü, bir gram balı yapmak için 120 bin çiçeği ziyaret eden arının, bitkilerin tozlaşma yoluyla üremesine katkısını belirtmek için söylemişti. Türkiye’de de endişe uyandıran arı ölümleri meydana geliyor. ‘Dünyanın sonu geldi’ yorumları yapılıyor. Bal üretiminde iki yıl öncesine kadar önde gelen ülkelerden olan Türkiye, bal ithal eden ülke konumuna düştü. Kırsal kesimde geliri artırmak için arıcılık projeleri yürüten Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı (TEMA) konunun uzmanlarına ‘Türk Arıcılığındaki Tehlikeler’ başlıklı bir rapor hazırlattı. Rapor, Türkiye’deki arı ölümlerinin sebeplerini ortaya koydu. İnsanlığın sonunun gelmediği, ölümlerde başrolü bilinçsiz üretimin oynadığı belirlendi. Raporda arı ölümlerine öncelikli olarak; damızlık kullanılmaması, kullanılanların vasıfsız olmaları, arı hastalıklarının yaygınlığı, arıların GDO’lu früktozla beslenmeleri sebep oluyor. Bu olumsuzluklardan dolayı hassaslaşan ve zayıflayan koloniler olumsuz iklim koşullarının etkisi altında kalınca hayatiyetini sürdüremiyor.

Arı ölümleri başladı

Türkiye’de arıcılık sektörünün fotoğrafını çeken rapora göre 2006’ya gelindiğinde Türkiye’de 4,5 milyon koloni vardı. Koloni başına verim 17 kg idi. Yılda 50-60 bin ton bal üretiliyordu. 38 bin aile arıcılık yapıyordu. 10 bin aile geçimini sadece arıcılıktan sağlıyordu. Yılda 5-6 bin ton bal ihraç ediliyordu. Ancak kolonilerde verimin sağlanması için ana arının her yıl değiştirilmesi gerekirken Türkiye’de 20 koloniden sadece birinin ana arısı değiştirilebiliyor. Türkiye’de mevcut 4 milyon 500 bin koloninin 4 milyonunda hiç ana arı kullanılmıyor. Değiştirilen ana arıların da damızlık vasıfları ve kaliteleri yeterince kontrol edilmiyor.

Son iki yıldır Anadolu’da toplu arı ölümleri görülüyor. Raporda bu kayıpların detayları yer ve zaman vererek ele alınıyor. Buna göre arıların ölümündeki ana sebep kuraklıktan dolayı yazın beslenemeyen arıların kışın ölmesi. 2006 ilkbaharında yaşanan soğuklar arıların ziyaret ettiği bitkileri dondurdu. Koloniler genç nesil yetiştiremedi. 2006-2007 kışında Adıyaman’da, Ardahan’da ve Ankara’da %50-60 oranlarına varan arı ölümlerinin olduğu belirlendi. 2007 yazının yüksek sıcaklıkları Trakya’da ayçiçeği üretimini yüzde 40 düşürdü. Yazın beslenemeyen arılar kışın da üretici tarafından beslenmeyince arı ölümleri yüzde 62’ye ulaştı. Aynı Muğla’da sıcaklar çam balının kaynağı Basra koşnilini kuruttu. 30-31 Ekim 2007’de bu ilde toplantı düzenleyerek ilgilileri uyardı. Aynı kış, Muğla’da milyonlarca koloni arı öldü. Ölümlerin oranı yüzde 50’ye ulaştı. Ancak kovanlarını başka yollarla besleyen üreticiler kayıp yaşamadı. Sonuçta 2006’da bal üretimi 60-65 bin ton iken son iki yılda bu rakam yarı yarıya düştü. Bu yıl Tarım Bakanlığı 8 bin ton bal ithaline izin verdi.

Arıcılığı bu noktaya getiren diğer bir uygulama da devletin kırsal kesimde geliri artırmak için dağıttığı kolonilerin başarısız olması. Raporda yer alan bilgilere göre iklime ve yöreye uygun türler seçilmediği için 700 binden fazla kovan öldü. Arı ve bal cenneti Türkiye bal ithal eden ülke konumuna düştü. TEMA yurdun çeşitli bölgelerinde bilimsel yöntemlerle arı yetiştiriciliği yaptırıyor. Türkiye genelinde geçirilen son iki kışta % 50’yi aşan kış kayıplarına karşın % 10 olan kayıplar normal sayılırken TEMA’nın sözleşmeli bal üreticilerinin işletmelerindeki kayıplar %10’un da altında kaldı. Raporda ayrıntılarıyla anlatılan bu başarılı sonucun doğru bakım besleme, doğru ana arı kullanma, hastalıklarla doğru zamanda ve doğru ilaçlarla mücadele ve doğru arıcılık tekniğinin uygulanması sonucu sağlandığı vurgulanıyor. Endişeleri ikna edici delillerle gideren raporda, arı ölümlerinin direkt olarak küresel ısınmadan kaynaklanmadığının altı çiziliyor.

Arı, gübre ve su gibi...

Konunun uzmanları arıların tarımda su ve gübre kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Ayçiçeğinde hiç döllenmeyen tarlalardaki verime göre, arılarla yeterli döllenen tarlalardaki verimin beş kat arttığı görülüyor. Bir koloninin üç dekarlık ayçiçeği tarlasında sağladığı ürün artışının değeri ürettiği balın değerinin en az 10 katı. Yeni dünya meyvesinde arılarla döllenmeyen ağaçlarda çiçeklerin yüzde 4’ü meyve tuttuğu halde arılarla döllenmiş çiçeklerin meyve tutma oranı yüzde 83’e ulaşıyor.

Arıcılık sektöründe kaygı verici uygulamalar

Ölümler ve bal üretiminin düşmesine küresel ısınma değil, sektörün kötü tutumları neden oluyor. Petekler çoğunlukla kanserojen ve petrolden elde edilen ‘parafin’ adlı maddeden imal ediliyor. Diğer bir problem de ballarda ilaç ve antibiyotik kalıntılarının bulunması. Ayrıca AB ülkelerine Türk balı diye ihraç edilen ürünlerde ‘kloramfenikol’ adlı sağlığa zararlı madde tespit edildi.

Türkiye’deki ölümlerin sebebi belli

Raporun koordinatörü TEMA Vakfı Arıcılık Danışmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet İnci; yaptıkları çalışmada Türkiye’de arı ölümlerinin bilinmeyen bir sebepten kaynaklanmadığını tespit ettiklerini söylüyor. TEMA’ya çalışan üreticilerin sahip olduğu kovanlarda ölümlerin yüzde 10 gibi normal kabul edilen rakamın bile altında olduğunu belirten İnci, üreticileri usulüne uygun üretim yapmaya Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nı da yeterli denetimde bulunmaya davet ediyor. 

Zaman



Bu haber 2,453 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,421 µs