En Sıcak Konular

İlaç promosyonunun da sınırı var

6 Temmuz 2008 13:14 tsi
İlaç promosyonunun da sınırı var Enerji ve silahtan sonra üçüncü büyük sektör "ilaç". Daha fazla satmak için yapmayacakları şey yok. Yeni bir projeyle ülkemizde ilaç promosyonu kısıtlamasının ilk adımları atılıyor!

Dünyada enerji ve silah sektöründen sonra ekonomik olarak üçüncü büyük, ilaç sektörüdür. 2006 yılı verilerine göre dünyada sağlık hizmetleri için harcanan toplam para 3,1 trilyon Dolar’dır. Bu tutarın 1,7 trilyon Dolar’ını ise tıbbi malzeme ve tıbbi cihazlar oluşturmaktadır. Tüm dünyada bu pazarı elinde tutan büyük firma sayısı sadece 20 civarındadır. Sektörün boyutları böylesine devasa iken sektör karını paylaşan firmaların sayısı iki elin parmakları kadardır. Bu pazarın yüzde 80’i hükümetler tarafından finanse edilmektedir. Ülkelerin çoğunda sosyal güvenlik kurumları ve bu kurumlarla ilişkili önleyici ve tedavi edici sağlık kuruluşları kamunun elindedir.

Bu durumda ilaç ve tıbbi cihaz alımının yüzde 80’i kamu kuruluşları aracılığıyla yapılmaktadır. Yani  para; sigortalıların, daha açık bir ifade ile tüketicilerin ceplerinden çıkmaktadır. Uluslararası kuruluşların raporlarında belirtildiği gibi bu sektördeki yolsuzluklar daha çok yoksulları ve orta gelir düzeyine sahip tüketicileri etkilemektedir. Raporlar bu yolsuzlukta zenginlerin pek etkilemediğinin altını çizmektedir.

Bütün dünyada böylesine muazzam bir pazarın özelliklede kamu tarafından finanse edilmesi devasa boyutlardaki yolsuzlukların da yaşanmasının temel nedeni olmaktadır.

Bu konu tüketiciler açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Çünkü tüketiciler aslında ilaç tüketimlerinin, üretici firmaların devasa karları için biçimlendirildiğinin ve yönlendirildiğinin farkında değiller. İlaç firmalarının, satış ve reklam (promasyon) faaliyetlerinde, insan sağlığından önce karlılığı hedeflemeleri bu sektörün temsilcileri ile devletin sorumluluğu altındadır.

İlaçta Promosyon; üstü kapalı reklamlar, bedelsiz numuneler, tek tek doktorlara tanıtımla ve ürün yelpazesini sürekli geliştirmek yöntemleriyle yapılmaktadır. Ülkemizde ilaçta reklamın yasak olmasına rağmen üstü kapalı reklamlar yapılmaktadır. Hasta ve hastalık derneklerine sponsorluk yapmak, dergilerde ve gazetelerde isimsiz makaleler yayınlamak ilaç şirketlerinin organize ve finanse ettiği sürekli sağlık eğitimleri, hediyeler, konferanslar ilaç tanıtım elemanlarınca hastanelerde doktor ziyaretleri, bedelsiz testler, eczanelere dağıtılan ilaç reklam katalogları, bilgilendirme kampanyaları adı altında pazar payı genişletmeye çalışmaları, hastane odaları tefriş etmek, diğer reklam promosyon yöntemleridir.

Tüm bu yöntemler; bilgilendirme ve ilaç sektöründeki gelişmeleri anlatma maskesi altında yanlış ve amaçlı yönlendirmenin unsurlarıdır. İlaç firmalarının tıpkı diğer sektörlerdeki firmalar gibi yalnızca tek bir hedefleri vardır: KAR daha çok ve sürekli KAR. Ancak ilaç firmaları karlılıklarını artırmak için tüketicilerin ilaç ihtiyaçlarını artırmayı hedeflemektedirler. Bu anlayış birçok açıdan ahlaktan yoksundur. Çünkü hedef tüketicilerin ilaç ihtiyacını artırmaktır. Etik olmayan yönlendirme; İlaçlar hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi, bilinçli olarak yan etkilerinin hasır altı edilmesi, doktorlara ilaç tercihlerini etkileyecek şekilde mali destek sağlanması, hastalık bilgilendirme kampanyalarını ilaç özendirme amaçlı düzenlenmesi yöntemleriyle yapmaktadırlar. Bu yöntemler, tüketicileri sonucu ölüme varabilecek şekilde bilinçsiz ilaç tüketimine itmektedir.

2007 Ocak ayında Ankara 11. Ağır Ceza mahkemesinde sonuçlanan bir davanın ortaya çıkardığı gerçekler oldukça çarpıcıdır. Türkiye’de sektör yabancı şirketler dahil 33 firmanın kontrolündedir. Soruşturma yalnızca 209 ilaç ve tıbbi malzeme için yapılmıştır. 2004 yılına kadar kamu hastanelerine satılan ilaçlardan,  ilaç bedelleri dışında “bilumum masraflar” adı altında yüzde 22’lik ek bir ücret alınmasının tüketicilere yıllık maliyeti 900 milyon Dolar olmuştur. Türkiye’de 6000 çeşit ilaç için yapılan yıllık harcama 7-8 milyar YTL’dir. Bu tutarın 3 milyar YTL’si sadece 9 kalem tıbbi malzeme tutarıdır ki  yüzde 80’i kamu tarafından satın alınmıştır. Bu kalemler daha çok teklif alma yöntemi ile satın alınmıştır. Mahkeme dosyasındaki tespitlere göre 1999 – 2001 yılları arasında komisyon adı altında aracı hastanelere ödenen tutar 13,5 milyon YTL’dir. Bu rakamlar sağlıkta devasa soygunun çarpıcı ipucu rakamlarıdır.

Sağlık sektöründe, gerek dünyada gerekse de daha fütursuzca soyulan ülkemizde soygunu kamu denetimi ve sektörün örgütlü mesleki kurumları önleyememektedir.

Örneğin; TTB  Etik Kurulu tarafından hazırlanan Tıp Meslek Etiği Kurallarının 15. maddesine göre, "Hekimler tıbbi endüstri kuruluşları ile hiçbir çıkar ilişkisi kuramazlar. Bilimsel araştırmalar ve eğitime yönelik ilişkiler ise, şeffaf ve kurumsal olmalıdır. Bu ilişkilerde TTB'nin hazırladığı "Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri" geçerlidir" ilkesi mevcuttur. Ama bu ilkenin etkin bir biçimde hayata geçtiğini söylemek pek olası değildir.

Bu nedenle farklı bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. TÜDEF (Tüketici Dernekleri Federasyonu) sağlık sektöründe promosyonun yasaklanmasını talep etmektedir. İlaç tanıtımlarının, her tür kongre ve diğer bilimsel toplantıların sektördeki meslek örgütleri, kamu otoritesi ve  tüketici temsilcilerinin de yer aldığı güvenilir ve bağımsız bir kuruluş tarafından yapılması istismarı önleyecek bir mekanizmadır. Tüketicinin sağlığının, firmaların doymak bilmez kar hırslarının önüne geçmesi ancak bu yolla sağlanabilir. 2008 Yılı TÜDEF için Etik Olmayan ilaç promosyonu ile mücadele yılı olacaktır. Ancak bu mücadelenin başarılı olması için Sağlık örgütleri ile sıkı bir işbirliğinin olması “olmazsa olmaz” bir kuraldır.

Bu gerekçeden hareket eden TÜDEF sorunu bir proje çerçevesinde ele almaya karar vermiştir. Bu amaçla hazırlana proje Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından kabul edilmiştir. Projenin detayları aşağıdaki gibidir.

Projenin Hedefi:

İlaç tüketici açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Ancak tüketici ilaç tercihinde karar verici konumda bulunmamaktadır. Hekim ve eczacıların yönlendirmesinin son derece etkili olduğu bu alanda yoğun promosyon yapılmaktadır. TTB Toplum ve Hekim dergisinde yer alan bir ankete göre, hekimlerin %73’ü promosyon ürünlerinin reçete yazımında az ya da çok etkisi olduğunu ifade etmektedir.  Firmaların karlılıklarını artırmak amacıyla tüketicilerin ilaç ihtiyaçlarını artırmayı hedeflemeleri ve bu maksatla doktor ve eczacılara yönelik etik dışı promosyon uygulamaları ülkemizde son yıllarda sıklıkla gündeme gelmiştir.
 
Federasyonumuza bağlı derneklerin de üyesi olduğu Uluslararası Tüketiciler Birliği bu nedenle 2007 yılını ilaçta etik olmayan promosyona dikkat çekilmesi yılı olarak seçmiştir. Federasyonumuzun projeyi yürütürken diğer tüketici dernekleriyle de fikir alışverişi içinde bulunacak ve bu da STK’lar arasında ihtiyaç duyulan bir işbirliği yolu yaratabilecektir.
 
Projenin programın hedefleri :
 
AB içinde tüketici politikası, AB’nin tüm vatandaşlarının yaşam kalitesini iyileştirmeyi hedeflemiş, 1986 yılında Avrupa Tek Senedi’nin imzalanmasından sonra işlerlik kazanmış, 1992 tarihli Maastricht Antlaşması’nın 129a maddesinde tüketici politikasına yer verilmiştir. 1997 tarihli Amsterdam Antlaşması’nda da bu konuya yer verilerek, AT’yi Kuran Antlaşma’nın tüketicinin güvenliğine ilişkin 153. maddesi oluşturulmuştur.. Söz konusu madde çerçevesinde Birlik, tüketicinin çıkarlarını desteklemek ve yüksek seviyeli bir tüketici koruması temin etmeyi amaçlamaktadır.
 
Bu projede tüketicilerin inanılır, güvenilir ve açıklayıcı ilaç ve sağlık bilgilerine erişimini iyileştirmek hedefimiz AB tüketici politikasıyla birebir örtüşmektedir.
 
14 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren, 1995/4077 ve değiştirilen 4822 sayılı Tüketiciyi Koruma Yasası’nın 1. maddesinde de belirtildiği gibi kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, .... politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Bu yasadan da anlaşılacağı gibi tüketicinin sağlık ve güvenliği en önemi öncelik olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve Avrupa Birliği’nde de kabul edilen Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakları Beyannamesi’nin ilk maddesinin ( c ) bendinde “malların ve hizmetlerin üretimi ya da tüketicilere sunulması ile uğraşanların ahlak değerlerinin yüksek düzeyde olmasını özendirmek,” de hedef olarak belirlenmiştir. Bu da TÜDEF olarak hazırladığımız projenin temel hedefi durumundadır.
 
Hedef ülkede ve özellikle kapsanan bölgede belirlenen ihtiyaç ve sorunların tanımlanması
 
Tüketicinin sağlık alanında aldığı hizmet genellikle çok yaşamsaldır. İlaç vazgeçilmez, tüketimi ertelenemez, bir üründür; çoğu durumda talep esnekliği sıfırdır, fiyatı ne olursa olsun edinilmek zorunludur. Bu kadar önemli bir tüketim malzemesi olan ilaç kullanımında hekimlerin belirleyici olması, pazar ekonomisi kuralları çerçevesinde hekimlerin tercihlerini etkilemeye yönelik olarak ilaç şirketlerinin  'tanıtım-promosyon' çalışmalarını gündeme getirmektedir.
 
Bu konuda İngiltere’de yapılan bir araştırma piyasada satılan ilaçların %70’inin hekimlerin yarıdan fazlasının eğitimleri sırasında bilinmediğini ya da mevcut olmadığını göstermiştir. Ülkemizde de bu durum farklı değildir ve ilaçta tanıtım gereklidir. Ancak bu tanıtımın son derece etik kurallarla yapılması gerekmektedir. Ülkemizde özellikle son yıllarda promosyon konusunda ilaç şirketlerinin abartılı bir tutuma girdiği gözlenmiştir. Özellikle böylesi yaşamsal bir konuda tüketicinin inanılır, güvenilir ve açıklayıcı ilaç ve sağlık bilgisine erişimi ciddi bir ihtiyaçtır. Bu sadece Türkiye’de değil pek çok ülkede de ciddi bir tüketici sorunudur. Derneğimizin de üyesi olduğu Uluslararası Tüketici Derneği bu nedenle 2007 yılını ilaçta etik olmayan promosyona dikkat çekilmesi yılı olarak seçmiştir 115 ülkede 220 tüketici derneğinin üyesi olduğu bu derneğin bu çağrısıyla derneğimiz projeyi yürütürken diğer tüketici dernekleriyle de fikir alışverişi içinde bulunacak ve bu da STK’lar arasında ihtiyaç duyulan bir işbirliği yolu yaratabilecektir.

www.tudefilac.org



Bu haber 1,500 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,688 µs