Geleceğimizi korumak hakkımızdır!

20 Kasım 2009 10:45 tsi
“GDO’lara İzin Yalnızca Tüketicilerin Değil, Üreticilerin de Mezarını Kazar” İşte Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu'nun basın açıklaması...

Sendika’nın “GDO’lara İzin Yalnızca Tüketicilerin Değil, Üreticilerin de Mezarını Kazar” dediği açıklamanın metni aşağıdaki gibi:

“AKP Hükümeti Tarım Bakanlığı'nın yayınladığı “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” ile Türkiye’de GDO kullanımını yasallaştırdı. Haziran ayında GDO’ları Biyo-Güvenlik yasasıyla serbest bırakmayı hedefleyen hükümet, Çiftçi-Sen’in bileşeni olduğu GDO’ya Hayır Platformu’nun yoğun çabaları sonucu yarattığı kamuoyu baskısıyla baş edemeyeceğini anlayınca, yasa tasarısı taslağını rafa kaldırarak, ‘sinsi’ bir planla GDO’ları bu sefer bir yönetmelikle serbest bırakma yoluna gitti. Üstelik ‘belki de kasten’ özellikle Türkiye gündeminin en yoğun olduğu günlere denk getirerek…
Yönetmeliği sinsice yayınlatan hükümet şimdi de Biyo-Güvenlik Yasa Tasarısı Taslağını Bakanlar Kurulu’nda imzaya açmış bulunmaktadır.

Ve bugün basına düşen haberlerden öğreniyoruz ki daha birkaç gün öncesinde bütün basın yayın organlarında ısrarla ve üzerine basa basa GDO’lu üretime asla izin vermeyeceklerini iddia eden hükümet yetkilileri, kamuoyuna bu açıklamaları yaparken kapalı kapılar ardında ise yeni yasa tasarısıyla GDO’lu üretimi serbest bırakıyorlarmış!
Hükümetin bu halk sağlığı aleyhine ve tekeller lehine düzenlemeyi yaparkenki aceleci, sinsi ve çelişkili tutumu  karşısında, “Neden?” sorusunu ısrarla sormamız gerekir!

NEDEN?

Denizi olabildiğince az bulandırmak istediler. Bizleri uyandırılmaması gereken kitle olarak görüyorlardı…

Süreci olabildiğince sessiz kotarmak istediler. Yine kamuoyu baskısı oluşmasından çekiniyorlardı…
Çünkü korkuyorlar!

Çünkü yanlış bir şey yaptıklarını biliyorlar…

Çünkü halkın yararına değil büyük tarım, gıda ve ilaç şirketlerinin çıkarına yönetmelik düzenlediklerini bildikleri için…

Ve evet,
Biz de korkuyoruz!
Çünkü biliyoruz ki GDO’lar mezar kazar!

Biliyoruz ki, GDO’lar üreticilerin de, tüketicilerin de, doğanın da mezarını kazar. Bu yüzden Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu her turlu GDO’nun üretimine de, tüketime de, ithalatına da şiddetle karşıdır.

Tarımsal üretimin hayvan yetiştiriciliği ve bitkisel üretim olarak iki ayağı vardır. Üretimin bu iki ayağı birbirinden bağımsız değil, tam tersine  birbiriyle bütünleşik olarak gerçekleştirilir. Bu yönetmelik her ne kadar GDO’ların tarımda kullanımının yasaklanmış olduğu izlenimi veriyor olsa da, GDO’lu ürünlerin hayvancılıkta kullanılmasının önünü açarak  GDO’ları tarımsal hayvan yetiştiriciliğinin içine sokmakla kalmamış, aynı zamanda bu iki üretim ayağının birlikteliği sebebiyle bitkisel üretim üzerinde de ciddi bir tehdit yaratmıştır.

GDO’lu ürünlerin hayvan yemi olarak kullanılmasına izin verilmesi sonucunda hayvan dışkısının bitkisel üretimde gübre olarak kullanılmasının önü kapatılmış olacaktır. Eğer hayvan dışkısı gübre olarak kullanılmaya devam edilirse de bu sefer tamamen sindirilmemiş olan GDO’lu tohumlar, hayvan dışkısının gübre olarak kullanılması neticesinde tarlalarımızda GDO’lu ürünlerin yetişmesine ve sonrasında da aynı ürünlerin GDO’suzlarıyla çoğalmasına yol açacaktır. Böylece fiilen GDO’lu ürünler bitkisel üretime sokulmuş olacaktır.

Ancak bununla da yetinmeyen hükümet, yönetmelikle fiilen bitkisel üretime soktuğu GDO’lu üretimi şimdi de yasayla tamamen serbestleştirip koruma altına almaktadır.

Ayrıca, GDO’lu ürünlerin hayvan yeminde serbest bırakılması sonucu, GDO’lu yemle beslenen hayvanların süt, et, yumurta, peynir gibi ürünleri hiçbir uyarı olmaksızın tüketiciye ulaşacaktır.
Bebek sağılığı için GDO’lu mamaları yasaklayan hükümet, bir yandan aynı bebeklerin GDO’lu yemle beslenmiş hayvanların sütünü –üstelik de hiç farkında olmaksızın- içmesine izin vermektedir. Böylece tüketicilere GDO’suz hayvansal ürünler tüketebilme hakkını bile tanımamaktadır.

Oysa ki Hükümet GDO'lu ürün üretimi yerine  bilge köylü tarımını merkezi politikası haline getirip uygulasa, ne üreticiler yabancı şirketlere bağımlı hale gelip sömürülecek, ne tüketiciler sağlıksız ürün tüketmek zorunda kalacak, ne de toprağımız ve suyumuzun kirlenmesi yüzünden doğamızın dengesi bozulacak!

Kendisinin de bu ürünleri asla tüketmeyeceğini itiraf eden Bakan’a rağmen Bakanlar Kurulunda imzaya açılan ve GDO’lu üretimi de serbest bırakan Biyo-Güvenlik Yasa Tasarısı Taslağına karşı ;
Görsel medyayı kullanarak, biyo-çeşitililiğe zarar vereceği ve ıslah yönteminin daha verimli olduğu  gerekçesiyle GDO’lu üretime asla izin vermeyeceklerini iddia ederken kapalı kapılar ardında GDO’lu üretimi serbest bırakan politikacılara karşı;
Gün artık tüm vatandaşların içinde bulunduğumuz durumun ciddiyetini farketme günüdür.

Sayısı onu geçmeyen ulusötesi şirket, gıdamızı kontrol etmekle kalmıyor kapalı kapılar arkasında Hükümetimizle geleceğimize dair kararlar alıyor.
Tohumlarımızı ve geleceğimizi korumak hakkımızdır!”

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu

Bu haber 933 defa okundu.