Yaşlı ve hastalar için oruç tutmanın püf noktaları
14 Temmuz 2014 10:44 tsi
Ramazan da yaşlıların, ilaç kullananların, kronik hastalığı ve yüksek tansiyonu olan kişilerin sağlıklı kişilere oranla daha dikkatli davranması gerekir.
Uzun süren açlık sonrası su ve tuz kaybının fazla yaşanması, tansiyon düşüklüğüne ve kalp hastalıklarına neden olabilir. Bilindiği gibi Ramazan'da en sık yapılan hatalardan biri yanlış beslenmedir. İftar yemeğinde fazla miktarda, yüksek kalorili, yağlı ve baharatlı gıdalar tüketmek, koroner damar hastalığı olan kişilerde kalp krizi riskine yol açabilir
Araştırmalar, orucun dikkatli ve planlı bir şekilde tutulduğu takdirde sağlığa yararlı olduğunu gösteriyor.Özellikle yaşlıların, ilaç kullananların, kronik hastalığı ve yüksek tansiyonu olan kişilerin doktor kontrolünde hareket etmeleri gerekiyor.
Oruç tutamayan yaşlılar depresyona giriyor
Düzenli olarak her yıl oruç tutan yaşlılarda oruca devam etme isteği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Hatta birçok yaşlıda oruç tutamadığı için depresyon belirtisi görülmektedir. Ancak yaşlı kişilerde beslenme sorunları çok sık görüldüğünden Ramazan ayında daha dikkatli ve özenli davranmaları gerekir. Yaşla birlikte böbrek fonksiyonlarında görülen aksamalar, uzun saatler susuz kalma sonucu daha hızlı bozulabilir.
Yaşlı kişiler iftar ve sahur arası yeterli miktarda su tüketmezse, vücutlarındaki su oranı azalır ve su-tuz dengeleri bozulabilir. Bunun sonucunda da tansiyonda düşüklük, halsizlik, uyku hali, depresyon ve odaklanma sorunu gibi sağlık problemleri yaşanabilir.
Oruç tutan yaşlı kişilerin mutlaka bol sıvı almaları ve sahura kalkmadan oruç tutmamaları gerekir. Sahuru hafif bir kahvaltı şeklinde yaparak; süt ürünleri, yumurta, sebze-meyve ve tahıllı besinler tüketmelidirler. Sıvı gıdalardan ise ayran ve komposto oldukça ideal bir seçim olabilir. Kronik hastalığı olan yaşlı kişilerin doktor izni olmadan oruç tutmaları oldukça risklidir.
Yüksek tansiyon hastaları ilaçlarını aksatmamalı
Kalp hastalarında hastalık derecesi kişiden kişiye göre farklılık gösterir. Vücut direnci düşük olmayan, gündelik işlerini kolayca yapabilen kalp hastaları, diğer sağlıklı bireyler gibi oruç tutabilir.
Yüksek tansiyon sebebiyle ilaç kullanan hastalar ise doktoruna danışarak, iftarda ve sahurda ilaçlarını aksatmadan almak şartıyla oruç tutabilir.
Ancak bu hastaların tansiyon kontrolünü sık sık yaptırmaları, gerektiğinde hekim kontrolünde ilaç dozlarını düzenlemeleri gerekir.
Kalp hastalarına yağ yasak!
Kalp sağlığı ve yüksek tansiyon için iftarda ve sahurda tereyağı, margarin ve hayvansal yağlardan mutlaka uzak durulmalı. Özellikle yemeklerin yavaş ve acele etmeden yenmesi önerilir. İftara su, kahvaltılıklar ve çorba ile başlanmalıdır. Kızartma, sakatat ve aşırı yağlı yemekler asla tüketilmemelidir. Tuz kısıtlamasına devam edilmeli, aşırı tatlı tüketilmemeli, iftar ve sahur arasında en az 2 litre su içilmelidir. Kalp hastaları doktor kontrolü ve onayında; sabah ve öğlen saatleri arasında aldıkları ilaçlarını sahurda, ikindi ve akşam arası aldıkları ilaçlarını da iftardan sonra içebilirler. Ayrıca sıcak altında dolaşmaktan ve terlemeye yol açan işlerden de uzak durulmalıdırlar.
Diyabet hastaları iftar ve sahur arasında bir ara öğün daha yemeli
Diyabet hastası olan kişilerin oruç tutması da oldukça hassas bir konudur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, uzun süren açlık sonrası iftarda tüketilen besinlerdir. Her şeker hastasının oruç tutması doğru değildir. İnsülin kullanmayan, kan şekeri sıkça normalin altına düşmeyen hastalar doktor kontrolünde ve onayında oruç tutabilir.
Ayrıca iftarda yenilen besinler arasında ara vermeleri, bir öğünü en az 20 dakika gibi bir süreye yaymaları önerilir. Hızlı yemek yemek kan şekerini hızla yükselteceğinden, diyabet ve kilo problemi yaşayan hastalar için olumsuz sonuçlar yaratabilir.
Şerbetli tatlılardan uzak durun
Şeker hastalarının, iftar ve sahur haricinde beslenme düzenlerine akşam 22.00-23.00 saatleri arası bir ara öğün daha eklemeleri gerekir. Beyaz ekmek, hamur işi gıdalar, pirinç, patates, makarna ve şekerli yiyecekler asla tüketilmemelidir.
Bu besinler yerine karbonhidrat değeri yüksek olan sebzeler yenmeli, ekmek tüketilecekse de tahıllı olanlar tercih edilmelidir. Şerbetli ve şeker seviyesi yüksek tatlılardan uzak durulmalı, mevsim meyvelerinden yenmelidir. Ancak şeker miktarı yüksek olan meyveler az tüketilmelidir. Şeker hastaları kullanacakları ilaçlarını da, iftar ve sahurda alınacak şekilde hekimleri ile birlikte programlamalıdır.
Böbrek sağlığı için iftarda aralıklarla yemek yiyin
Böbrek hastalarının da Ramazan ayı boyunca dikkat etmesi gereken bazı durumlar vardır. Öncelikle böbrek fonksiyonu bozuk olan ve hemodiyaliz hastası olan kişilerin asla oruç tutmamaları gerekir. Böbreklerinde küçük taş ya da kum olanlar, idrar yolu enfeksiyonu veya fonksiyonu hafif seviyede azalmış olan hastalar uzman hekim kontrolünde oruç tutabilir.
Böbrek hastalarının doğru ve yeterli beslenmeleri, tuzdan uzak durmaları gerekir. Böbrek sağlığı için iftarda yenilecek yemeklerin aralıklarla tüketilmesine özen gösterilmelidir.
Eğer hastada potasyum sorunu yoksa bol meyve yenilebilir. Ayrıca çay, kahve, soda ve kola gibi içecekler tansiyonu yükselteceğinden bunlardan uzak durulmalıdır. Bu içecekler idrar söktürücü özelliği taşıdıklarından tuz kaybına da sebep olabilir. Bu nedenle sıvı ihtiyacı mümkün olduğunca sudan karşılanmalı ya da karpuz, kavun gibi su değeri yüksek meyveler tercih edilmelidir.
En yüksek risk grubu
Unutulmamalıdır ki böbrek hastaları için en önemli risk yüksek tansiyondur. Eğer alınan önlemlere rağmen tansiyonda yükselme görülüyorsa oruca ara verilmelidir.
Böbrek hastaları ilaçlarını doktor kontrolünde doz ve saat ayarlaması yaparak kullanmalıdır. Ayrıca yeterli uykuyu alarak dinlenmeleri de fayda sağlar.
Tüm bunlar göz önüne alındığında şunu söyleyebiliriz ki; doktorların önerileri doğrultusunda ve verilen kurallara uyulduğunda oruç tutmanın sağlığı etkilemediği sabit olan bir gerçektir.
Yavaş yavaş için
Prof. Dr. Mehmet Soy, özellikle iftarda kontrolsüzce içilen suyun ishal ve kusmaya neden olabileceğini, bu nedenle suyun birden değil yavaş yavaş tüketilmesi gerektiğini belirtti.Sahura kadar, bir sağlık sorunu olmaması durumunda, 2 litre su tüketilmesinin sağlık için önemli olduğuna değinen Soy, şunları kaydetti: "Su vücutta tuzla tutulduğu için sahurda çok tuzlu olmaması şartıyla, 4-5 zeytin tüketebilirsiniz. Çay, kafein içeren içeceklerden mümkün olduğunca uzak durun. Bu içecekler, idrar söktürücü etki gösterip vücuttan su atılımına neden olur. Kahve, çay, buzlu çay, gazlı içecekler, enerji içecekleri, hazır meyve suları yerine, su, süt, ayran, ev yapımı limonata gibi içecekleri tercih edin. Vitamin, mineral, su içeriği nedeniyle, sebze ve meyve tüketimini artırın. Böylece hem vücut direncinizi güçlendirir hem vücut için gerekli besin ögelerini sağlamış olursunuz."
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ
Bu haber 1,305 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle