Kontrolsüz stres annelik sevincini gölgeliyor
27 Şubat 2014 10:21 tsi
Hamilelikte yoğun yaşanan ve kontrol etmekte zorlanılan stres, annelik heyecanına gölge düşürebiliyor. Özellikle kronikleşen stres, annenin kaygılarıyla birleşerek bir kaosa dönüşebiliyor
Kadınların çoğu anne olduktan sonra doğum sonrası psikozu ve lohusa sendromu ile tanışıyor. İki sorun arasındaki farklılıkları Emsey Hospitaldan Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Orhan Karaca ile konuştuk...
Lohusa sendromu nedir?
Halk arasında annelik hüznü olarak da bilinen lohusa sendromu, doğumun hemen ardından birkaç gün içerisinde başlayarak, yaklaşık bir hafta veya 10 günde düzelmeye başlar. Çabuk sinirlenme, yoğun endişe, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, motivasyon eksikliği ve mutsuzluk gibi duygu durumlarıyla öne çıkan bu sendromda, genelde ek bir tedavi uygulamasına ihtiyaç duyulmaz.
Doğum psikozundan farkı anlaşılır mı?
Kadınlarda görülen bir diğer psikolojik sorun olarak doğum sonrası psikozu ise, doğum sonrası depresyon denilen tablonun daha ağır bir versiyonu olarak karşımıza çıkar. Başlıca belirtileri; düşünce bozuklukları, halüsinasyonlar, ağır depresif mizaç ve bebeğe zarar verme düşünceleridir. Lohusa sendromu ve doğum sonrası psikozu arasındaki en önemli fark, doğum sonrası psikozunda annenin tıbbi yardım ve tedaviye ihtiyaç duymasıdır. Loğusa sendromu kendiliğinden düzelirken, doğum sonrası psikozu ise böyle bir potansiyele sahip değildir.
Anne rolüne alışmak mı psikoljiyi bozuyor?
Doğumdan hemen sonraki süreçte, bebek ile anne arasında çok güçlü bir bağ oluşmayabilir. O bağ, emzirme ve bebekle zaman geçirmeyle gelişmeye başlar. Heyecan ve mutlulukla beklenen doğum gününün ardından, bebekle ilgili endişelerin baskın çıkması doğaldır ve geçicidir. Bu anlamda, anne rolüne alışmada adaptasyon sorunları var olabilir. Ancak psikoloji biraz zorlansa da, bu aşılamayacak bir süreç değildir.
A
nnenin stresi bebeği etkiler mi?
Annenin stresi kontrol etmede zorlanması ve bu sürecin zamana yayılması, stresin kronik hale gelmesiyle sonuçlanabilir. Kronik stres, anneyi olduğu kadar bebeğin sağlığını da doğrudan etkiler. Yoğun stres altındayken salgılanan adrenalin, bebeğin kan akımında olumsuz değişiklikleri beraberinde getirir. Böylece zaman içinde, bebeğin gelişiminde aksaklıklar öne çıkar. Bağışıklık sistemini de zayıflatan bu durum, hem anne hem de bebeği hastalıklar karşı savunmasız bir durumda bırakır. Bebeğin annedeki stres nedeniyle yalnızca fiziksel sağlığı değil, psikolojisi de yakından etkilenir. Çünkü bebekler mutsuzluğu ve gerginliği hisseder.
Stresi kontrol altına alan öneriler
*Kendinize zaman ayırın. Kitap okuyun, açık havada yürüyüş yapın, duş alın.
*Doğumla ilgili endişelerinizi, mutlaka doktor ve eşinizle paylaşın.
*Hipnozla kaygı azaltılıp motivasyon artırılabilir, böylece vücudunuz rahatlar ,stresten uzaklaşırsınız.
*Doğum ve çocuk bakımı konusunda bilgi sahibi olun, belgesel seyredin, kitap okuyun.
*Annelik deneyimine sahip aile büyükleri veya arkadaşlara danışmak, stresin azalmasını sağlar, korkuların kontrol edilmesine yardımcı olur.
*Doğru besleme, spor yapmak, serotonin hormonun daha düzenli salgılanmasını sağlar ve sizi daha mutlu biri yapar.
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ
Bu haber 1,196 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle