En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
5 Kasım 2009

Domuz gribi aşısından ne bekliyoruz?



Virüs ve bakterilerin sebep olduğu bulaşıcı hastalıklara karşı tıbbın elindeki en önemli silah aşılamadır. Bir zamanlar milyonlarca insanın hastalanmasına, sakat kalmasına ve ölümlerine yol açan çiçek, kızamık, çocuk felci… gibi hastalıklar aşılar sayesinde kontrol altına alınmış veya yok edilmiştir.
Aşılama ya etkisizleştirilmiş az sayıda mikrobun veya bu mikroplara ait parçacıkların (antijen) genellikle deri altına zerk edilmesiyle yapılır.

Bu şekilde vücudumuzun bağışıklık sisteminin hastalık geçirmeden o mikrobu tanıması ve ona karşı kendini savunacak bazı tedbirler alması sağlanmış olur. Bu, ya ‘antikor’ adını verdiğimiz maddeler veya ‘lenfosit’ sınıfından özel hücreler üretilmesi ile olur. Bu bilgiler bağışıklık sisteminin ‘hafızasına da kaydedilir’.

Aşılanan kişinin bağışıklık sistemi o mikrobu seneler sonra bile hatırlar ve onunla tekrar karşılaştığında hızla özel antikor veya lenfositler üreterek onun vücutta yerleşip çoğalmasına ve herhangi bir hastalık yapmasına fırsat vermez.

Aşılamaların temel hedefi o mikrobik hastalığın tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Buna o hastalığın eradikasyonu yani kökünün kazınması diyoruz. Çiçek hastalığı bu sayede eradike edilmiştir, çocuk felci ve kızamıkta ise son yaklaşılmıştır.

GRİPTE AŞILARIN ETKİSİ
Grip hastalığının kökü kazınamamıştır ve görünen o ki bu yakın bir gelecekte mümkün de olmayacaktır. Bunun başta gelen sebebi grip virüslerinin birçok türünün olması ve belirli bir grip virüsünün de yapısının sabit olmayıp sürekli değişiklikler göstermesidir.

Grip aşıları içinde 2 A tipi ve bir B tipi virüs bulunur. Bunlar bir önceki yıl dünyada en çok hastalık yapmış virüsler arasından seçilir. Aşının etkili olabilmesi için aşıda bulunan virüslere karşı yeterli miktarda antikor oluşması ve aşılanan kişinin alacağı virüsle aşıdakilerin aynı veya çok benzer olması gerekir.

Grip virüsleri sürekli değişikliklere uğradıkları için bu uyum her zaman ideal olmaz. Dolayısıyla da uyum ne kadar az ise aşının koruyuculuğu da o kadar az olur.

İdeal şartlarda yani altta yatan başka bir hastalığı olmayan sağlıklı genç erişkinlerde aşının etkinliği yüzde 70-90 arasındadır. Oysa grip bu kişiler için zaten tehlikeli bir hastalık olmadığı için bunların grip aşısı olmaları da gerekli değildir.

Grip aşıları ağır grip geçirme ve bu yüzden ölüm riski yüksek olanlara tavsiye edilir. Bunlar 65 yaşın üzerinde olanlar ile KOAH, kalp ve böbrek yetersizliği, diyabet vb gibi hastalığı olan kişilerdir. Bunlarda antikor cevabı genç ve sağlıklı insanlardaki gibi yüksek olmadığından aşının koruyuculuğu da buna göre azalır.

Grip aşılarına etkili diyebilmek için grip aşısı olanların aşı olmayanlara göre gribe daha az yakalanmaları, yakalansalar bile daha az komplikasyonla karşılaşmaları ve ölümlerin daha az olması gerekir.

50 seneden fazla zamandan beri uygulanmakta olan grip aşılarının risk grubu hastalarda zatürree ve ölümleri azalttığını gösteren araştırmalar da vardır göstermeyen de. Kısacası grip aşılarının koruyuculukları tartışmalıdır. Ben buna rağmen riskli kişilere grip aşısı olmalarını tavsiye ediyorum.

DOMUZ GRİBİ AŞISI ETKİLİ OLACAK MI?
Domuz gribi aşısı ile 10-15 bin sağlıklı gönüllü üzerinde yapılan araştırmalarda 2-3 hafta sonra H1N1’ e karşı yeterli antikor oluştuğu gösterilmiştir. Bu aşı risk grubunda olan kişilerde henüz denenmiştir.

Çok sayıda sağlıklı insanın aşılanmasının sebebi hem bu kişileri korumak ve hem de salgının yaygınlığını azaltarak riskli kişilere virüs bulaşmasını önlemektir.

Domuz gribi aşısının risk grubunda yer alan bağışıklığı baskılanmış kişilerde ne ölçüde koruyucu olacağı meçhuldür.

Şu günlerde domuz gribi yüzünden ölen kişilere şayet daha önce aşı yapılabilmiş olsaydı belki bu kişilerin bir kısmı bundan fayda görebilecek ama bir kısmı gene de kaybedilebilecekti.

GELELİM NETİCEYE
Domuz gribi aşısının sağlıklı ve risk grubunda yer alan kişilerde ne kadar etkili (koruyucu) olacağını bugünden söylemek mümkün değildir; bunu ancak salgın geçtikten sonra değerlendirebileceğiz. Hedef ve beklenti komplikasyon ve ölümlerin azalmasıdır.



Bu yazı 2,883 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,916 µs