En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
30 Haziran 2011

Sağlık, işletmecilere teslim edilebilir mi?



Medimagazin sitesinde yayınlanan “El değmeden hasta muayenesi” başlıklı yazım için pek çok yorum yapılmış(1). Ben bunlar içinde sağlık işletmecisi olduğu yazan F. Ertosun’a cevap vermek istiyorum.
Benim yazdıklarımdan ziyade F. Ertosun’ un onun ifadelerinin daha çok ilgi çekmesini, daha çok yorumlanmasını kıskanmadım desem yalan olur. Bir de hiç tanımadığım hatta ismini bile duyduğumu sanmadığım F. Ertosun’ un bu âlemde çok meşhur olduğunu, isminin bile tepki çekmeye yettiğini anladım.
Ben bu tür “çılgın görüşlere” sinirlenmiyor, aksine dikkatle okuyorum. Bu tür görüşlerden faydalandığım da oluyor.
Bu vesile ile aşağıdaki hususları belirtmek istiyorum:
BİR: Her geçen gün gelişen, ilerleyen; gerektiğinde hem hekim hem hasta olarak istifade ettiğim teknolojiye bırakın karşı olmayı minnettarım. İtirazım teknolojiye değil, bunun sağlık işletmecileri istediği için ticari amaçlarla kullanılmasınadır.
İKİ: El değmeden hasta muayenesinin çeşitli sebeplerle giderek yayıldığı doğrudur ama bunun sebebi teknolojinin muayeneyi gereksiz kılması değildir.
Kimi hekim bilgi ve tecrübe yetersizliğinden, kimi hekim zaman azlığından, kimi hekim hata yapma korkusundan, kimi hekim hasta baskısından, kimi hekim hasta tatmini için ayrıntılı anamnez, sorgulama ve muayene yerine teknolojiyi kullanmayı tercih ediyor. Bu arada performansının artması da elbette işin cabası!
ÜÇ: Tıptaki ve tıp teknolojisindeki gelişmeler mutlaka takip edilmelidir ama unutulmamalıdır ki her çıkan yeni bilgi veya teknoloji “en doğru” veya “en iyi” demek değildir.
Yeterli bilgi, tecrübe ve kabiliyeti olmayan birinin elinde teknolojinin öldürücü bir silaha dönüşebileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.
DÖRT: Sadece meslektaşlarımı savunduğumu, sabahlara kadar çalışan bürokratların çalışmalarına gölge düşürdüğümü söylüyor.
Tüm yazılarımı ve kitaplarımı okursa hekimleri benden çok ve benden ağır eleştiren çok fazla kimsenin olmadığını, sağlıkta son senelerde yapılan pek çok uygulamanın da destekçisi olduğumu görecektir.

Aramızdaki fark şudur ki benim amacım iyiyi, doğruyu, güzeli bulmaktır; amacım bağcı dövmek değil üzüm yemektir.
DÖRT: Halk, sağlığın “gösteri” kısmına bakar. İstediği hastaneye gidebiliyorsa, kapıda karşılanıyorsa, beklemeden muayene oluyorsa, istediği tetkiki yaptırabiliyorsa, istediği ilacı yazdırabiliyorsa… tıp hizmetlerinin mükemmel olduğunu sanır.
Oysa asıl önemli olan hastalığının en kısa zamanda, en az incelemeyle teşhis edilmesi; en az ilaçla hatta ilaçsız, en kısa zamanda hiçbir komplikasyonla karşılaşmadan tedavi olmasıdır.
BEŞ: Sağlık işletmecisinin tek hedefi daha çok kazanmaktır.
Hastanın en kısa sürede, en az tetkik ve tedaviyle iyileşmesi gibi bir kaygısı yoktur; hatta bunların tam tersi olması onun menfaati icabıdır.
ALTI: Sağlık işletmecileri hastanın teşhisini aletin değil hekimin koyduğunu; hastayı ilacın değil hekimin tedavi ettiğini herkesten çok iyi bilirler.
Bunlar veya yakınları hasta olduğunda hiç şüpheniz olmasın ki teknolojiye değil hekimlere muayene ve tedavi olmayı tercih ederler.
YEDİ: Muayenehane hekimliği sağlık sisteminin vazgeçilmesi mümkün olmayan bir parçasıdır.
Sağlık işletmecileri hekimler olmadan hiçbir yere ulaşamazlar.

Gelelim neticeye
Gerçek hekimler gözü paradan başka bir şey görmeyen sağlık işletmecilerinin asla esiri olmayacak; teknoloji de her gün ilerleyecek ama hiçbir zaman hekimin önüne geçemeyecektir.
KAYNAK
1.http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-el-degmeden-hasta-muayenesi-2-12-35545.html

Bu yazı 2,788 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,341 µs